Sayın İlker Tandoğan,

3.4.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, sitemizde çeşitli zamanlarda duyuru yaptık. Dedik ki bu site dünyadaki yedi milyar insan kardeşimize açıktır. Dileyen her çeşit duygularını, düşüncelerini, hayat karşısındaki izlenimlerini bu siteden duyurabilir. Yine çeşitli zamanlarda telefon numaramı verdim. Dedim ki bu numara yedi milyar insana açıktır. Dileyen herşeyini söyleyebilir, anlatabilir. Eğer ortada bir gözyaşı varsa onu yedi milyar insanla paylaşmaya hazırız. Belli ki muntazam takip etmiyorsun sitemizi. Gereken önemi vermiyorsun. Şunu iyi bilelim ki dünya üzerinde böyle ikinci bir site mevcut değil. Hangi düşünceni, hangi duygunu yazdın da paylaşmadık? Hangi gözyaşını gösterdin de ortak olmadık? Böyle uzaktan ahkam keserek olmuyor. Gerçek akrabalık, aynı inançta, aynı idealde, aynı mefkurede beraber olmaktır. Kur’an-ı Kerim’de Hazret-i Nuh’a hitaben Allah, gerçek akrabalığın ne olduğunu söyler.

Allah’ı aramak ve bulmak isteğin ne güzel. Ama niye sahil kasabası? Madem ki Allah her yerde var, şu anda hangi durumdaysan, nerede yaşıyorsan, kimlerle berabersen bunu kabulleneceksin. Senin sahil kasaban şu anda içinde bulunduğun yer. Her mekan kutsaldır. Yeter ki biz orada İslami edep, incelik ve arayış içinde olalım.

Bilmiyorum ne demek istediğimi anlatabildim mi? Biz hayat realitesini olduğu gibi, bütün nüanslarıyla kabul etmedikçe bir yere varamayız. Önemli olan Hazret-i İbrahim gibi olabilmek. Nemrut, putlara tapmadığı için Onu mancınıkla ateşin içine attı. Bir müddet sonra gördüler ki ateşin içinde bir gül bahçesi var. Ve Hazret-i İbrahim huzur içinde o bahçede oturuyor. Biz de hangi mekanda olursak olalım orayı içimizdeki iman aşkıyla bir gül bahçesi haline getirebiliyor muyuz, önemli olan bu.

Sevgili yavrum, senin bu sınavdan başarıyla çıkacağına inanıyorum. İki dünyanın cennet olmasını diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :