Sayın “X”,

4.4.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, senin ne kadar ıstırap çektiğini anlıyorum. Ama biraz daha derinleşsek bu ıstırabın sebeplerini araştırsak daha iyi olmaz mı? Kaynanamdan nasıl kurtulabilirim diyorsun. Bence bunun için önce kendinden, kendi nefsinden kurtulman gerekiyor. Ramazanda sık sık dinlediğimiz bir ilahi var

“Güzel aşık, cevrimizi çekemezsin demedim mi

Bu bir rıza lokmasıdır yiyemezsin demedim mi”

Değerli yavrum, şunu iyi bil ki kayınvaliden senin en büyük imtihanın. Seni içindeki muhteşem güzelliklere götürecek bir “vazifeli”. Madem ki dünyada tesadüf diye birşey yok, o kimse de seni Hakka götürecek fiillerini yapıyor. Senin yerinde olsam şöyle yaparım: Her gün kayın validem için hayır dua ederim, “Allah’ım” derim, “Sen onun iki dünyasını cennet et, ona sağlık, afiyet ver. Onun çevresinde en çok sevilen, sayılan, el üstünde tutulan bir insan olmasını nasibet”. Göreceksin duaların ilerledikçe, hayır duaların arttıkça içindeki o kin, o nefret dağılacak. Onlar senin Allah yolunda ilerlemene engel oluyor. Senin hakiki düşmanların kayınvaliden değil, o kin, o nefret. Göreceksin senin içindeki bu sevgi çağlayanı kayınvalidenin içinde biriken negatiflikleri yıkayacak, arıtacak, temizleyecek, pozitife döndürecek. O da seni sevgili gelinim diye bağrına basacak. Çünkü sen o kadar asil, o kadar temiz, o kadar yüce ir insansın ki senin içinde bir Rabia Sultan var. Sen, zamanın Rabiası olacaksın. Herkes senin önünde saygıyla eğilecek. Elini öpecek, hayır dua isteyecek. Gel yavrum, beni baban bil, baba kız el ele verelim bu yolumuzun üzerinde bize haramilik yapan kinlerin, nefretlerin, düşmanlıkları bir güzelliğe dönüştürelim. Ortaya çıkacak olan o muhteşem şahsiyetin önünde şimdiden saygıyla eğiliyorum.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :