Sayın büyüğümüz,

 

TEMA Vakfı kurucu başkanı Hayrettin Karaca Türkiye'nin önemli zenginlerinden birisi.81 yaşında ama hala 18 yaşında gibi ülkesi için çalışıyor,üretiyor,yaşam felsefesi ile genci,yaşlısı herkese örnek oluyor.Üretmeden tüketen bir toplumda Hayrettin Karaca gibi insanların daha çok tanınması ve anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Onu kendi sözleriyle biraz tanıyalım:

 

"Ben bir kasaba çocuğuyum, varlıklı bir ailenin çocuğuydum.Ama herkes eşit şartlarda oynardı sokakta. Bütün çocuklar gibi ben de yalınayak oynardım. Akşam olduğu zaman annem seslenirdi, avucuma bir kap sıcak yemek koyarlardı,kulağıma eğilip, 'Komşu anneye götür' derdi.Etrafımızda bizi duyacak kimse yoktu ama, bu bana verilen 'Aman kimse görmesin Hayrettin' mesajıydı. Komşu annenin yağını,odununu kim alır, kimse bilmezdi. Paylaşma düzeni vardı.Savaştan çıkmış bir Türkiye'de 'fakirim' diyen çoktu ama 'açım' diyen yoktu. Oradan aldım bu kültürü. Kaybolan budur, giden budur.Ama Anadolu'yu gezerken görüyorum ki, bu değerleri hala yaşatanlar var.
Bu ülkeye borcum var. Bu borcu ödemek için hala çalışıyorum. Gece gündüz okuyorum.Bu borcu ödemek için bilgi sahibi olmak lâzım. O nedenle okuyacaksın. İhtiyacım üzerinde tüketemem, vicdanım razı değil. Yamalı ayakkabıyla geziyorum, gömleklerimin yakalarını değiştiriyorum, delik kazaklarla geziyorum. Param var, ama savurganlığa hakkım yok.

Akmerkez'in önünden geçmeye utanıyorum, nedir bu ışıklar, bu rezalet. 'yılbaşı' demek, 'al, tüket, yok et, yaşamı mahvet' demek. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum üzerimde.
Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır.Bugünkü tüketim iki katına çıktığı gün, belki dünyada yaşam olmayacak."

 

Hayrettin Karaca'nın dediği gibi bu tüketim kültürüyle bizi ve dünyayı bekleyen son kendimizi ve tüm yaşamı tüketmektir.Onun gibi düşünen insanların daha çok olması dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

 

Hakan Akgül