Değerli Hocam'a, Çiğdem Hanım'a ve tüm gönül dostlarına en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
Günleriniz aydınlık ve umut dolu olsun inşallah!
Değerli Hocam, bugün farkettim de son günlerde ne çok şikayet ikliminde bulunmuşum. Bugün yaşadığım bir çok şey bana bunu gösterdi. Kızılay'da öğlen saatinde yürürken arkamda "of!" sesleri ile beni irkilten genç kız ve delikanlılardan farkım yoktu. Azize Anne'nin dediği gibi "kelamı haktan bilecek" olursak, bu duyduğum "of"lar bana belki de "Gül, şikayet ikliminden uzaklaş" demek istiyordu. Halbuki siz Azize Anne'nin 93 yaşında hiçbir şeyden şikayet etmediğini bizlere söylüyorsunuz.
Anladım ki eğer huzura yaklaşmak istiyorsam nefsimden kaynaklanan şikayet ikliminden uzaklaşmam gerekiyor. Hayatta ne ile karşılaşırsak karşılaşalım bunda da bir hikmet vardır demek gerekiyor. Aksini yaptığımız takdirde yani şikayet iklimine yaklaştıkça enerjimiz çekiliyor çekiliyor ve ne kendimize hayrımız kalıyor ne de başkasına. Ayrıca, şikayet deyince sadece dışımızdaki şeyleri değil aynı zamanda kendimizle ilgili şeyleri de anlamak lazım. Kendimizdeki eksikliklerden şikayet etmek yerine bunda da bir hikmet vardır demek; kendimizi ve dışımızdaki herşeyi olduğu gibi kabullenip, razı olmak lazım. Tıpkı aşağıda yer alan kırık testi hikayesinde olduğu gibi.
"Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucuna asılı testilerle dereden su taşırmış evine..
Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış.. Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve.. Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarı dolu olarak varırmış.
İki sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldurmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış...
Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş... Fakat zavallı çatlağı olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş..
İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlak testi, ırmak kenarında adama şöyle demiş: "Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar akıp gidiyor.."
Adam gülümseyerek dönmüş testiye; "Göremedin mi?
Yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu. Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok. Çünkü ben başından beri senin kusurunu, çatlağını biliyordum.. Senin tarafına çiçek tohumları ektim. Ve her gün o yolda ben su taşırken, sen onları suladın.. 2 senedir o güzel çiçekleri toplayıp,masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın olmasaydı, evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim" diye cevap vermiş.."
Bizi Yaratan Rabbimiz inanıyorum ki hepimizi bu dünyadaki görevine uygun niteliklerde yaratmıştır. Allah görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirebilmemizi; bize verilen yetenek ve imkanlara razı olup, şükredip, eksik olduğumuzu düşündüğümüz yanlarımızda da bir hikmet gizli olduğunu düşünüp, kendimiz ile barış içerisinde, şikayet ikliminden uzak, dünya ile barış içerisinde bir ömür sürmeyi cümlemize nasip etsin inşallah.
Sizi sevgiyle kucaklıyor, ellerinizden öpüyorum.
Gül Uçar
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, dünya kimseye ka Yazan Gül Uçar
Cvp: Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, dünya kimseye ka Yazan Sabri Tandoğan