Çok Sevgili Büyüğüm, Aziz Babacığım,

Size ve bütün dostlara hayırlar, esenlikler, sağlık ve afiyetler diliyor, hürmet selam ve sevgilerimi sunuyorum...

Güzel sözler içeren bir kitapta şöyle bir söz vardı: “Ne kadar kusurlu isek o kadar çok kusur ararız” .

Bu sözü okuduktan sonra doğruluğu üzerinde uzun uzun düşünmüş ve çevredeki insanlardan ve olaylardan örnekler bulmaya çalışmıştım. Bir gün bir kuyrukta sıramı beklerken bir genç kız ve annesi de önümde bekliyorlardı. Genç kız şöyle diyordu, “Anne biliyor musun, falanca hanımı gördüm de geçen gün, öyle kilo almış, öyle şişmanlamış ki doğrusu hiç yakıştıramadım” Annesi de kızının bu söylediklerine “Ben de gördüm, gerçekten hiç yakışmamış” diye katılırken dikkat etmiştim, her ikisi de aşırı kilolu idiler.

Anlatılır; bir koyun bahçenin tel örgülerinden karşıya atlamak isterken kuyruğu tele takılır ve biraz açılır. Bunun üzerinde hemen arkasında olan koç, edep yerlerini gördüm diye kıkır kıkır gülmeye başlar. Bunu duyan koyun arkasına dönerek, koça: “Behey insafsız” der, “senin edep yerlerin her zaman açıkta, ben bir tek gün sana güldüm mü?”

Sevgili büyüğüm, halk arasında da hep söylenir, “Kendi gözündeki merteği görmeyen başkasının gözündeki çöpü görür” diye. Oysa ki Resulullah Efendimiz buyuruyorlar, “Bir kimse din kardeşini onda gördüğü bir kusuru nedeniyle ayıplarsa, o ayıbı kendisi bizzat yapmadıkça ölmez”. Tabi burada işin bir de gıybet boyutu işin içine giriyor ki bedeli karşı tarafın günahlarını üstlenmek. Buna da bir örnek olarak  anlatılır: Vaktiyle bir kenar mahallede bir kadın yaşarmış. Çevredeki bazı ard niyetli niyetli kimseler o kadının kötü kadın olduğuna inanırlar veya inanmak isterlermiş. Bir gün rüzgarlı bir gecede bu kadının evinin bahçe kapısı, açık kaldığı için çarpmaya başlar. Kapı her çarptıkça komşular “İşte” derler, “o kadının evinden birisi çıktı”,  sonraki kapının çarpışında “işte” derler “şimdi bir başkası girdi....” Bu hal üzere sabaha kadar kadının bütün günahlarını yıkayıp arıtırlar ve üstlenirler farkına bile varmadan...

Değerli büyüğüm, inşallah bizler de başkalarının kusurları yerine kendi hata ve noksanlarını arayarak daha güzele en iyiye doğru yürüyebilen ve  tekamül yolunda ilerleyenlerden olabiliriz niyazıyla o gülden ellerinizden öpüyor, size ve bütün dostlara gönül dolusu selam sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Allah’a emanet olunuz...

Çiğdem Seçkin Gürel

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :