Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
Gönderen : Samime Işıkay
Tarih : 4/15/2008 6:58:12 AM


Değerli büyüğümüz ve gönül dostlarımız,

 

Size küçük bir yağmur damlasının hikayesini anlatmak istiyorum.

Yağmur damlasının  hikayesi çok uzaklarda başlamıştı.Fırtınalar ve rüzgarlar  okyanusta sayısız su damlacığını  gökyüzüne fırlatıyordu.Küçük damla diğer damlacıklarla beraber  rüzgarlarla taşındı ve atmosferde yukarı doğru yol aldı.Sonra yine denizlerden yükselen su buharını kendi çevrelerinde minik damlalar halinde toplayarak bulutları oluşturdular.Bulut içerisindeki su damlacıkları çok küçük olduğundan havada asılı kaldılar ve göğe yayıldılar. Böylece gök bulutlarla kaplandı.Küçük su damlası bulutların içinde rüzgarlarla taşınarak okyanuslardaki serin dalgalardan, çöllerdeki kum fırtınalarından, yüksek dağlardan, yeşil vadilerden  ve ovalardan geçti.Uzun bir yolculuğun sonunda  bulutlar  diğer bulutlarla birleşerek daha büyük bulutları oluşturdular.Bazı bulutların ağırlığı üçyüzbin tonu geçiyordu.Su damlası bu kadar büyük bir ağırlığın havada hiç bir yere dayanmadan asılı kalmasını inanılmaz buluyordu.Tuz kristalleri ve toz zerreciklerinin etrafında bir araya gelen  damlacıklar birbirleriyle çarpışarak zamanla büyüdüler.Bu büyüme sonucunda  su damlası artık havada kalamayacak kadar irileşti.Kendisi gibi sayısız damlacıkla beraber bulutdan koptu ve yavaş yavaş yeryüzüne düşmeye başladı.Yerçekimi kanuna aykırı bir şekilde düşüyordu. Artan bir hızla düşse mermi gibi iner ve tam bir felaket olurdu.Bir kuvvet onun sabit bir hızda,süzülerek inmesini sağlıyordu,sanki düşerken meleklerin kanatları deyiyordu.Üzerinde aynı zamanda  mikroskroskobik alglerin ve planktonların bozulmasından meydana gelen organik artıklar vardı. Bu artıklar toprak için çok besleyici bir gübre olacaktı. Bulutlarda tuzlu olan su damlası ayrılırken tatlı hale gelmişti. Böylece  toprak onunla dirilecek, başaklar onunla gelişecek, fidanlar onunla büyüyecek,tüm  canlılar onun sayesinde hayat bulacaktı.Kimbilir nereye düşecekti? Süzüldü, süzüldü,süzüldü ve bir çiçeğin üstüne düştü.Sonra çiçeğin üstünden aşağı kaydı ve yere düşmeden bir süre çiçeğin kenarında asılı kaldı.Sanki çiçek de, damla da birbirinden ayrılmak istemiyordu.O sırada yanlarına gelen bir insan çiçeğe ve damlaya hayranlıkla bakıyordu. Damla  sonsuzluğa karışmadan önce bu  insana kendi  hikayesini anlatmak istedi.Acaba anlar mıydı?Anlasa bile onu önemser miydi?Sonsuzluk da bir damlayı kim dinlerdi? Tam anlatmaya başlarken o insan damlayı usulca parmaklarının ucuna aldı  ve gökyüzüne bakarak fısıldadı: "Sonsuz rahmetine yağmur damlalarının sayısı kadar şükürler olsun" 

 

Sevgi ve saygılarımla

Samime Işıkay 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” Yazan Samime Işıkay
Cvp: “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]