Değerli Hocam, Sevgili Çiğdem Hanım ve Değerli Gönül Dostları, Hepinize selam eder, güzel bir gün geçirmenizi dilerim. Müsaadenizle bugün okuduğum ve beğendiğim bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. "İsa Aleyhisselâm bir ağacın altında duâ eden birini gördü. Adamın yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunun ise hastalıklı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış şöyle duâ ediyordu: 'Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!' Hazret-i İsa kötürüm adama yaklaştı: 'Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor. Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?' Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelerek dedi ki: 'Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple O'nu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de O'na şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde O'nu tanıma sevinci, dilinde de O'na şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü lütfeylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor, sevinç duâları etmekten kendimi alamıyorum.' Kalp gözü açık olan bu kötürüm adama yaklaşan İsa Aleyhisselâm, eğilerek adamın görmeyen gözlerinden öper. Karşısındakinin İsa Aleyhisselâm olduğunu görünce heyecanlanan adam: 'Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mu'cizelerin sahibi peygamber değil misin?' der. 'Belli olmuyor mu?' deyince: 'Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil' der. Tebessüm eden Hz. İsa: 'Sen hele bir ayağa kalkmayı dene!' deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar. Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur: 'Ey Allah'ın Nebisi, sendeki bu mu'cizeler de O'ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O'na bir şükredeyim' diyerek hemen yere iner başını secdeye koyarak der ki: 'Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl ödeyeceğim bu nimetlerin karşılığını?' " Allah cümlemizi onu bilen, tanıyan ve ona çok şükreden kullardan olmayı nasip eylesin. Değerli Hocam, sizi sevgiyle kucaklıyor, ellerinizden öpüyorum. En kısa zamanda görüşebilmek ümidiyle... Gül Uçar
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Herşeyin başlangıcı şükür duygusu Yazan Gül Uçar
Cvp: Herşeyin başlangıcı şükür duygusu Yazan Sabri Tandoğan