Sayın büyüğümüz,
Selam ve hürmetlerimi sunarım.
Gurur ve kibir insanın en büyük düşmanı.Şeytan bile meleklerin hocasıyken bir anlık gururu yüzünden en aşağıda olmamış mıydı ? Bu yüzden Allah dostları kendini beğenmekten hep Allah'a sığınmışlardır.
Büyük Türk Padişahı Yavuz Sultan Selim, gerektiğinde şiddete başvuran bir hükümdar olmakla birlikte, dindarlığı, Allah'a ve Resulüne bağlılığı çok fazla bir sultandı. Suriye ve Mısır'ı fethedip Kölemenler devletini yıktıktan sonra mukaddes emanetler ve "Müslümanların halifesi" unvanı kendine geçmişti. Artık camilerde hutbeler Yavuz Sultan Selim adına okunuyor ve kendisinden "Hakimü'l-Harameyn" (Mekke ve Medine'nin hakimi) diye bahsediliyordu. O bu "Hâkimü'l-Harameyn" ifadesini kutsal yerlere saygıyla bağdaşmaz bulmuş, "Hâdimu'l-Harameyn" (Mekke ve Medine'nin hizmetkârı) olarak değiştirmişti. Dince kudsiyeti olan şeylere bu kadar saygılıydı Yavuz Sultan Selim.
İşte bu büyük hükümdar Suriye ve Mısır seferinden dönüşte ikindi vakti bu günkü Üsküdar'a gelmişti Bütün beylere ,paşalara emir verdi , gece oluncaya kadar Üsküdar'da kalınacak, karşıya karanlık basınca geçilecekti.Bazı yetkililer, geceyi beklemenin niçin gerekli görüldüğünü sordular. Padişah da nedeni şöyle açıkladı : "Bütün dünyada yankı uyandıran büyük bir zafer, şan ve şerefle dönüyoruz.İstanbul'a gündüz geçtiğimiz takdirde halk büyük bir karşılama yapacak, tezahüratta bulunacaktır. Bu da nefsime bir gurur getirebilir. Bundan Allah'a sığınırım. Buna meydan vermemek için payitahta gece geçeceğiz"
Nefislerimizden ve bir an olsun kendimizi beğenmekten Allah'a sığınırız.
"Size gelen bütün iyilikler Allah'tandır.Bütün kötülükler ise nefsinizdendir." (Nisa:79)
Selam ve hürmetlerimle
Süleyman