Efendim ,
Yaz sicaklari iyice hissediliyor buralarda.. Sabah penceredeki camlara dokunuyorum sicak. Oysa daha gunes tam yukselmemis bile. Son birkac gundur hava sicakligi 45 derece civarinda seyrediyor. Bu kavurucu sicaklarda esen ruzgar bile insani rahatlaticagina daha cok bunaltiyor.
Boyle puslu col sicaginda bile parklar , bahceler , yol kenarlari yemyesil… Her tarafa yeni bahar ve yaz cicekleri ekmisler . Bir bakiyorsunuz otobanlarin yanlarinda pembe mor cicek tarlalari uzaniyor. “Iste paranin gucu” demisti bunlari gorunce bir arkadas… Bence iste emegin gucu. Tabi ki maddi imanlar gerekiyor yerin altindan sulama tesisati dosemek icin. Ancak emek harcanmasa , titizlikle, her gerektigi zamanda sulama musluklari acilmasa, her sabah sari tulumlu isciler tek tek onlari ozenle oksamasa, kuruyanlari temizleyip topragini tazelemese, yine de boylesine canli olurlar miydi dersiniz. Gecen aylarda , havaalaninin karsisindaki tamamen kumla kapli bir alani agaclandirma ve ciceklendirme asamasinda gormustum. O kumun uzerine hortumlari nasil dosediklerini. Nasil kamyonlala toprak getirip serdiklerini, uzerlerine kocaman agaclari getirip diktiklerini , sonra da etraflarina biririnden guzel rengarenk cicekler ektiklerini… Kupkuru colu nasil hayat dolu bir bahceye sevirdiklerini….
Iste emek verildimi, heresey gerektigi sekilde , gerektigi miktarda bir araya getirildimi nasil da imkansiz gibi gorunenler gerceklesebiliyor … Cok basit ama net bir ornek…
O agaclari , cicekleri gordugumde icim bir tuhaf oluyor nedense.. Onlarin nasil yasayabildikleri, ne sartlarda buyuyup , tum guzelliklerini bize sunduklarini dusundukce sarsiliyorum… Kendiliginden aciveren ciceklerin, yeseren cimenlerin bol oldugu , rahatlikla yagmurla beslenerek buyudukleri o guzelim beldeleri dusunuyorum… Hic kiymetini bilemeden onlari tahrip edebilen insanlari da hatirlamadan edemiyorum…
Yasami dusunuyorum… bazen oylesine dogal geliyor ki yasamak , elimizdeki nimetler … Bunun nasil bir mucize oldugunu , nasil bir ozenle, yaradilis mucizesi ile ayagimiza kadar geldigini hic dusunmeden tuketiveriyoruz umarsizca… Ya bazi olanaklardan yoksun olanlar. saglikli olmayanlar , hayatlari firtinalarla darmadagan olmus insanlar… Iste onlar nasil da onemsiyor , kiymetini biliyor, emek veriyor en ince detay icin… Tipki colun kumuna dogru kok salarak hayata tutunmaya , yasamaya calisan agaclar gibi…
Ama Rabbim emek verenlere , fiili dualarda bulunanlara, ihlasla isteyenlere istediklerini veriyor iste … Yeterki biz istemesini bilelim…
Cok uzun yillar once bir filim seyretmistim , Alkadraz Kuscusu… Bir adada hapisanedeki bir adamin gercek yasam oykusunu anlatiyordu..Hapisane avlusunda buldugu yarali bir kusu tedavi etmesi ile baslayan kuslara karsi ilgisi, onu bambaska bir hayata tasiyordu. Kuslar uzerine okumaya basliyor, arastiriyor , dusunuyor, deniyor sonunda da bir kus uzmani olup cikiyordu. Kanaryalar uzerine kitaplar yaziyor, unu oylesine yayiliyordu ki her gun kuslarla ilgili sorulari ve sorunlari olanlardan yuzlerce mektup almaya basliyordu… Iste dort duvar arasindaki anlamsiz bir hayatin, her dakikasini degerlendirmesini bildiginde nasil bir amaca hizmet edilebilindigini gosteren ornek demistim kendi kendime….
Yasadigimiz hayat da iste boyle bizim kucuk hapishanemiz degil mi aslinda… Ya kendi dusuncelerimiz ve davranislarimizla onu ya kucucuk bir hucreye ceviriyoruz , hayata uzaktan , demir parmakliklarin ardindan bakmaya basliyor, anlamsizca yasiyarak, zamanimizi acimasizca harcayarak mahkumiyetimizin bitecegi bu yasamdan ayrilacagimiz ani bekliyoruz… Ya da ; bir mahkumiyete benziyen bu dunya hayatinin her anini en iyi sekilde degerlendirerek hucremizi gittikce genisletiyor , bir gul bahcesine ceviriyoruz… Insanlara faydali oluyor, yasamimiza bir anlam katiyoruz…Biliyoruz ki sayili gun olan bu hapis hayati bir gun sona erecek onun icin her ani kendimizi duzelterek, dusunerek, tefekkur ederek geciriyoruz. Mahkumiyetin sona erdigi gun geldiginde de huzur ve mutlulukla ebediyete kanat cirpiyoruz.
Nasil oldu bilmiyorum bu kavurucu sicakta acan cicekler , icimde yepyeni umutlarin acmasina sebep oldu ve beni cok uzaklara , uzun yillar oncesi seyrettigim bir filmdeki hayata demir parmakliklarin , betonlarin arasindan kok salan bir adamin yasamina goturdu. Ayaklarimi yere daha bir guclu basiyormusum gibi hissettim . Rabbime butun verdigi nimetler icin sukrettim. Allahim beni ve gonulden isteyen herkesi imtahanin sirrina erdir, bize esyanin hakikatini ogret insaallah. Amin!
Saygi ve hurmet ile ...
Butun gonul dostlarina sevgiler..
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çölde açan çiçekler Yazan Özden Çiçek
Cvp: Çölde açan çiçekler Yazan Sabri Tandoğan