Sayın Burcu Hanım,

17.4.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, kusura bakma sen iğneyle kuyu kazar gibi kendine mutsuz olmak için sebepler arıyorsun. Bunu yapma yavrum. Ateşle oynarsın. Biliyorsun bir söz vardır: “Arayan Mevlasını da bulur...” diye. Lütfen hep güzel şeyler ara. Senin hayatın bu topluma göre güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel. Ama sen pişmiş aşa su katıyorsun. Darılma, gücenme ateşle oynuyorsun. İşte bunu yapma. Bir kere onbinlerce üniversite mezununun yıllardır iş arayıp bulamadığı bir toplumda işin var, çalışıyorsun. Kendine güzel bir eş bulmuşsun. Örnek bir yuva kurmuşsun. Nur topu gibi iki çocuğun var. İnsaf be yavrum, senin her an şükür içinde yaşaman gerekirken yok efendim çocuklarını özlüyormuşsun, bunun için işten çıkacakmışsın, yok efendim işyerinde herkes dedikodu yapıyormuş, bunlar laf mı yavrum. Kusura bakma,  Anadolu’da senin gibilere “nimet azgını” derler. Aman vazgeç. Tövbe et. Secdeye kapan. Dedikodu yapılmayan Türkiye’de neresi var ki? Sana ne yavrum bunlardan? Sen Allah’ına şükret. Mesai arkadaşlarına sevgi ve saygı göster. Onlara örnek ol. Onlar sana bakarak iyinin ve güzelin yolunu bulsunlar. Lütfen yavrum, bu hatalı görüşlerinden bu cevabı okuduktan sonra vazgeç. Söyleyeceklerim bu kadar. Yeni maillerini bekler, Selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :