Sayın Sema Hanım,
18.4.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, Yunus bir şiirinde
“Bir ben vardır bende benden içeri”
diyordu. Bizim bir zahiri varlığımız var, bir de batıni varlığımız. Önemli olan bu ikisi arasında tam bir ayniyet olması. Yani ikisinin de birbiriyle örtüşmesi. Toplum içindeki davranışların seni mutlu ediyor, hoşnut bırakıyor, ama kendi iç dünyanda kendinle baş başa kaldığın zaman yaptıkların, söylediklerin yerine göre seni tedirgin ediyor, mahçup bırakıyorsa o zaman bozuk bir gidiş var demektir. Asıl önemli olan iç dünyamızdan gelen sestir. Şu anda toplum içinde bir kaos yaşıyoruz. Herşey birbirine karışmış. Atlı kim, yayan kim belli değil. Hele toplumun böyle zamanlarında kabalığın, edepsizliğin, şirretliğin egemen olduğu dönemlerde toplumdaki sahte değer yargılarını benimsersek o zaman maç bitmiş olur. Önemli olan hak bildiğin yolda herşeyi göze alarak insanca, efendice, medenice yaşamaktır. Başkaları bizi sever veya sevmez, beğenir veya beğenmez, arar veya aramaz, veya bir müddet arar da sonra terkederse nu onların bileceği iş. O zaman kendi kendime derim ki “Haydi bakalım, bir ikinci Sabri Tandoğan bulursanız onu da defterden silin, meydan sizin”.
Değerli yavrum, bu hayat herzaman böyle oldu. Bundan sonra da böyle olacak. Yunus bile bir şiirnde feryad ediyordu:
“Bu dünya dopdolu kalleş
Herbirinden bir ses gelir”
Evet yavrum, o sesler gelecek. Ama biz kendi yolumuzda sessiz, sakin, inandığı yoldan emin bir kimse olarak yolumuza devam edeceğiz.
Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Bu dünya dopdolu kalleş, herbirinden bir ses gelir” Yazan Sema
Cvp: “Bu dünya dopdolu kalleş, herbirinden bir ses gelir” Yazan Sabri Tandoğan