Merhaba Sabri amca;

Çok güzel bir haftaya başlamanızı ve tüm haftanızın aynı güzellikte geçmesini dilerim. Çok şükür İznik’e gittik, geldik. Dün akşamüstü geldik. Akşam tüm sitedeki yazıları okuduk; önce eşim, sonra ben. Akşam yazacaktım ama hemen yatıp uyumak istedim. Kardeşim de geldi İznik’e bizimle birlikte. Çok memnun oldu kayınvalidem ve kapınpederim. Çok memnun kaldım ben de. Okadar sessiz, sakin bir yer ki ve doğayla başbaşasınız; kuş sesleriyle birarada. Bir ara balkondaki hamakta tek başıma oturup etrafı, gökyüzünü, ağaçları, çiçekleri seyrederken, kulağımı sadece kuş seslerine verdim; sanki okadar mutlulardı ki, mutluluktan şarkı söylüyor gibiydiler. Sonra baktım, ağaçlara konan ufak ufak serçelerden çıkıyor tüm bu güzel melodiler. Eşim çim makinasıyla çimleri biçti yarım gün; o da çok seviyor toprağı, doğayı, bahçeyi. İnsandaki tüm negatifliği alıp pozitife dönüştürüyor bahçe ve toprakla uğraşmak sanki. Oralarda yaşayan insanlara bakınca herkes güleryüzlü, mutlu, huzurlu sanki. Oralarda ki insanların bahçeleri var genelde; hep kiraz, zeytin işiyle uğraşıyorlar. Kayınvalidemlerin köpeği Alişya’nın da yavrularını gördüm; 3 tane yavru kurt köpeği; ufacıklar, daha gözleri bile açılmamış, sürekli uyuyorlar, hareket etmeye çalışıyorlar ara ara kulübelerinde. Ara ara anneleri gelip süt veriyor. Kulübede onları seyrettim; okadar ilginç geldi ki; üçünün de gözleri kapalı olmasına rağmen, anneleri kulübeye gelip oturduğu anda içgüdüsel olarak annelerinde sütün olduğu yere gidip buluveriyorlar, çok ilginç; Allah nekadar büyük! Hiçbirşey görmeden kokuyla gidip ihtiyaçlarını karşılıyorlar. 10-15 günde açılırmış gözleri. İnşallah bir dahaki gidişimizde daha büyümüş göreceğiz. Bahçedeki kiraz ağaçlarının da üzerinde ki beyaz çiçekler  kahverengileşmeye başlamış. Geçen sene tüm çiçekler bembeyazdı, bahçe pamuk gibi görünüyordu, şimdi o dönemi geçirdiğimiz için daha farklı bir dönemini gördük çiçeklerin. Balkonda kayınvalidemin birsürü saksıda çiçekleri var, kayınvalidem çok seviyor çiçekleri. Hepsi değişik değişik; hepsi farklı farklı, renk renk... Pembe, mor, sarı, beyaz...Okadar güzel bir görüntü veriyorlar ki balkonun çevresine! Hele bir tane mor-eflatun gibi bir menekşe vardı bayıldım rengine, gözüm takıldı ona bir süre ne güzel bir renk diye; sanki dokunsanız kadife gibiydi. Hepsinde farklı bir güzellik vardı. Bol bol Alişya’yla oynadım, sevdim onu, konuştum onunla. Ben konuşurken nasıl anlıyormuş gibi pür dikkat beni dinliyordu, sanki anlıyordu. Çok güzel bir hafta sonu geçirdik ve çok şükür geldik evimize.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :