Sayın Naile Büyükfırat,
8 Haziran 2006 tarihli mailinizi aldım. Gösterdiğiniz ilgiye, saygı ve sevgiye teşekkür ederim. Efendim, karşılaştığımız bütün hastalıkların, bütün ıstırap, sıkıntı ve gözyaşlarımızın muhakkak bir sebebi vardır. Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Tesadüf (ki şimdi ona rastlantı diyorlar) sadece lügatlarda olan bir kelimedir. Bizi çok sarsan, çok üzen. günlerce, gecelerce bizi ağlatan olaylar karşısında şöyle düşünürsek ne kaybederiz? "Ben şu anda bir imtahan içindeyim. Önemli olan her zaman olduğu gibi bu imtahandan yüz akıyla, başarıyla çıkabilmek. Bunun için ne yapmam gerekiyor?" Yapmamız gerekenleri sıralayalım cve önem derecesine göre uygulamasına geçelim. Diyeceksiniz ki, bu imtahanlar hiç bitmeyecek mi? Size bir şey söyleyeyim mi? Ama kızmayın, darılmayın. Bana kalırsa hiç bitmeyecek. So n nefesimize kadar devam edecek. Her an hepimiz her yerde imtahan içindeyiz. Düşünün ki son nefesimiz bile bir imtahan. Hem de en büyü bir imtahan. Önemli olan son nefesimizi verirken iman ile çene kapayıp, Hakk'a göçebilmek. Nasıl yaz ile kış, mevsimler birbirini takip ediyorsa, imtahanlarda öyle olacak. Biri bitecek, biri başlayacak. Düşünün ki, her şey bir tarafa sofraya yemek yemeye oturduğumuz zaman bile bir imtahan içinde bulunuyoruz. Acaba sofraya oturmazdan önce ellerimizi yıkadık mı? Besmele çektik mi? Acaba sofraya otururken karnımız aç mıydı, tok muydu? Acaba büyükler başlamadan biz yemeğe başladık mı? Acaba yemek yerken İslami bir edep, incelik, zarafet içinde bulunuyor muyuz? Sanki düşmandan mal kaçırırcasına acele acele hızlı hızlı mı yiyoruz? Yoksa yiyişimizde bir edep, bir incelik, bir kibarlık var mı? Unutmayalım ki insanın hayatta almış olduğu en çirkin tavır bu inceliklere riayet etmemekten doğan estetik bir durumdur. Acaba karnımız doyduğunu hissettiğimiz anda sofradan kalkıyor muyuz? Yoksa yemek hoşumuza gitti diye doyduğumuz halde hala yemeğe devam ediyor muyuz? Yemekten sonra acaba önümüzdeki kırıntıları topladık mı? Yahut sofraya getirilen bir yemeği beğenmediğimiz, dudak büktüğümüz, burun kıvırdığımız oldu mu? Sofradan kalkarken Allah'ımıza bu nimetlerini bize verdiği için şükrettik mi? Sayın Naile Hanım, bırakın herşeyi bir yemek olayının bile, ne kadar ince, hassas, dikkat edilmesi gereken nüansları var. Onun için efendim hepimiz her an ayrı ayrı sınavlar içindeyiz. Allah bizlere de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de bu sınavlardan yüz akıyla çıkıp son nefesimizde iman ile çene kapamayı nasip etsin.
Efendim, burada son verirken hayır dualarınızı bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sizden ricam merhum eşim Rana Hanım'a da dualarınızda yer vermeniz olacak. O çok mübarek bir insandı. Fatiha'larla, Yasin'lerle O'nun kabrini lütfen nurlandıralım...
SabriTandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İNSANLARIN BENİ ÜZMELERİNE FIRSAT VERMEYECEĞİM... Yazan Naile BÜYÜKFIRAT
Cvp: İNSANLARIN BENİ ÜZMELERİNE FIRSAT VERMEYECEĞİM... Yazan Sabri Tandoğan