Çarşamba Sohbetleri (12 04 2002)

"Allah her an yeni bir şendedir. . Her an yeni bir oluşum, yeni bir güzellik. . O güzellikleri yakalayalım. Bir ağaç,  bir çiçek,  gökyüzü. . .  

"Hidayete erebilir miyim , eremez miyim diye kuşkuda bulunmak yanlış. Hidayet kapısı herkese açık. Ama hidayete ermenin şartları var. Allaha inanmak, Resulüne inanmak, Kur-an'a inanmak, tek bir harfini dışarıda bırakmadan veya ilave yapmadan,  Hak kitap olarak inanmak. . (Bu şartları tevhid çatısı altında toplayabiliriz. ) İnançsız insanlar hidayete eremez. Çünkü insanlık kültür hamurunu ilk günden itibaren, gelen peygamberler, veliler yoğurmuşlar; Peygamber Efendimize kadar getirmişler. Resulullah Efendimiz ona son şeklini vermiş. Bir kimse hristiyan olarak, kendi dininin gereğini yerine getirir, iyilik yapar, güzellik içinde yaşarsa bir yere kadar gelebilir. Ama o hidayet dediğimiz, Kur-an'ı Kerim'de gösterilen olgu olmaz. Hidayete ermek demek, Muhammedi aşka ulaşmak demektir. Muhammedi aşka ulaşmak için,  MÜSLÜMAN OLMAK,  Allah'a, Resulullah Efendimize ve Kur-an'ı Kerim'e şartsız bağlanmakla mümkün olur. Bu asırda da bu olur mu, böyle hareket edilir mi? dersek, biz 500 yıl yaşasak da, hidayete eremeyiz. . . Tahrif edilmemiş hakiki İncil'de Hz. İsa diyor ki; “Bir gün adı Ahmet olan bir kardeşim gelecek, benim yarım bıraktığımı tamamlayacak.”  Hz. Muhammed de (S. A. V. ) Hz. İsa'dan saygı, sevgi ile bahseder.  Ve "Ben mekarimi ahlakı ikmam için gönderildim" Yani "Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurur.  Resululah Efendimizin yolunda gitmeden hiç kimsenin hidayete ermesine imkan yoktur.  

"İslami neşve, yalnız İslamın hidayetine eren kullarının kalbinde, kafasında mevcut.  (Neşve, İlahi neşe demektir. ) Kutsi Hadis; "Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşır.”

" Nafile ibadetin de şartı var. Bir müddet uyumak, o günün üzüntüleri, sıkıntıları bir parça gidecek sonra gece namazına kalkılacak... "

"Dünyada kılınmayan namazların bedelleri ödenir.  Bu hem bedenen, hem ruhen ödeniyor.  Küçük yaştan itibaren namaz kılanlar daha sağlıklı oluyor. Namazda öyle ince bir tıbbi tevhid var ki. . Vücudun bütün hücreleri etkileniyor. Kılmayınca faturası ödeniyor. Düzenli namaz kılanlarda kemik erimesi olayı olmuyor. Hastalık namaza engel değil. Teyemmüm edilir,  namaz kılınır. Bir insan boğazına kadar pisliğe gömülse. . O durumda da ima ile abdest alınır, namaz kılınır.  Yolda teyemmüm ile abdest alınır, namaz kılınır. Sünneti, farzı... Hepsi kılınır. "

Efendim,  dilinize gönlünüze sağlık... Hayırlı akşamlar...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :