Merhaba Sayın Büyüğüm,


Başlarken, inşaallah hayırlı çalışmalarınızın yaydığı ışığın günden güne
daha uzak ufukları da aydınlatıyor olması ve günlerinizin sağlık, afiyet
ve huzurla dolu olması dileklerimizi sunuyorum bütün gönül dostlarınız
adına...

Efendim, sizin de sohbetlerinizde sıkça vurguladığınız gibi aslında çok
güzel bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu güzellikleri damıtıp, kendi
yudumlayabileği bir hale getirebilmek, yaratılan istisnasız herşey ve
her durumda mevcut olan güzellikleri keşfedebilmek gerekiyor yaşamayı
bir sanat gibi ilmek ilmek dokuyabilmek adına...Bu noktada Güzel Yunus
gibi -"Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır." diyebilmek ve bu ulu
nazarı kendisinde bir yaşam felsefesi haline getirebilmek ne güzel,
inşallah layıkıyla uygulayabilmek bizlere de nasip olur...

Efendim, sizin Gönül Sohbetleri kitaplarınızın bir cildinde anlattığınız
gibi Japonların kendi dillerinden basit, küçük gibi kelimeleri tamamen
çıkarmaları ve sanat, zenaat ayrımını kaldırıp yapılan istisnasız her
işe bir sanat gözüyle bakıyor olmaları üzerinde uzunca durulması gereken
ne kadar güzel bir noktaya işaret ediyor...Oysa bugünün insanı için bazı
şeyler basit, küçük, anlamsız görünmeye başladıkça ve şükür duygusundan
uzaklaşıldıkça hayatın anlamı, varoluşun güzellikleri de avuçlarından
kayıveriyor...Oysa sahip olduğumuz onca nimetler varken soframızdaki bir
zeytin tanesinin bile şükrünü eda edebilmekten aciz kalıyoruz...Öyle ya,
o bir tek zeytin tanesinin bir çekirdekten büyüyen bir ağaçta hayat
bulması, gelişmesi, olgunlaşması, belki bir köylünün, belki bir fakir
çocuğun, veya bir genç kızın kimbilir hangi ihtiyacı için heyecanla
toplanmış olması, birilerinin geçimini temin etmek üzere işlenmek üzere
taşınması, onu işleyecek bir fabrikadan bize kadar ulaşabilmesi ve
soframızda yer verecek imkanların bize verilmiş olması, kısacası o bir
zeytin tanesinin aslında ta en başından beri bizim için yaratılmış
olduğu düşüncesi ne kadar mutluluk verici...

Efendim, siz de bir sohbetinizde bazı insanların başka bazı insanlar
için çok olağan bazı yiyecekleri ömürlerinde daha ağızlarına bile
sürmemiş olduklarından, onların sahip oldukları ama burun kıvırdıkları
birçok nimetin hayalini kurmaktan çok uzak olmalarına rağmen mutluluk,
huzur ve şükür duyguları içinde hayatlarını sürdürdüklerinden
bahsetmiştiniz. Kitaplarınızda da gerek şükür ve kanaat duygusu ve
gerekse yaşama sevinci ve yaşama sanatı gibi birbirinden önemli ve
değerli konuları en güzel örnekleriyle bulabiliyoruz bazı gerçeklere
kolayca ulaşabilmek adına...Hayat tecrübeleriniz ve bilgi birikimleriniz
ışığında sunduğunuz bu değerli çalışmalarınızı paylaştığınız için
hepimiz gönül dostlarınız olarak size müteşekkiriz...Bu güzelliklerin
bir yansıması olarak zaman zaman size seslenebilmek ise ne güzel...

Bütün gönül dostlarınız olarak dileğimiz, günden güne bereketlenen bu
hayırlı çalışmalarınızın en hayırlı sonuçlara ulaşması, huzur, sağlık ve
afiyetler içinde daha nice hayırlı hizmetlerin size kolaylaşması ve en
güzel şekilde nasip olmasıdır. Sizden de herzaman için hayır dualar
alabilmek ümitlerimizle...
Sonsuz saygılar, selamlar ve herşey için teşekkürler...

Müsaadenizle...




Çiğdem Seçkin Gürel

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :