Çarşamba Sohbetleri (12 04 2002)
"Her an farklı ve Kendisi. Her an bir soyut resim sergisi açılıyor gökyüzünde.. Bizler bir var, bir yokuz. Var olan Haktır, gayrısı yoktur. Çekil aradan kalsın Yaradan. Bizler nefsimizi ıslah edersek, Allah tüm ihtişamıyla görünür. Her zerreden zikreden O olur. Allah ile beraber olmayı yalnız namaz anına münhasır kılmayalım. Madem ki Allah'ı aşkla seviyoruz niye her an O’nunla olmayalım. Her an her durumda, her yerde Allah ile olmak..Namaz-ı Daimun, her an kılınan namaz demektir. Diyelim bulaşık yıkıyoruz, onları zevkle, aşkla yıkayınca namazda gibi oluruz. "Allah'ım bu kaplar nasıl böyle suyla tertemiz oluyorsa.. Habibinin aşkına benim de kalbimi böyle temizle... "Bir bardağı, tabağı tuttuğumuz zaman, Allah'ın elini tutmuş gibi olalım... İnsanlar için iki durum vardır. Ya Allah'a yaklaşır; veya Allah'tan uzaklaşır. Dedikodu muhitlerinden uzaklaşın. İnsan her sözü , her hareketi ile ya Allah'a biraz yaklaşır, veya uzaklaşır..
Zamanın çocuğu ol... İbn-ül vakt, tasavvufta yüce bir makamdır. Dün, evvelki gün bizi ilgilendirmiyor. Mesele şu anı güzel yaşamakta. Ben acaba ne kadar mesafe katettim diye düşünmek yanlış. İnsan bazen sıkılır , kendini yalnız darda hisseder. Bu kabz halidir. Bast hali, cıvıl cıvıldır. Güzel şeyler düşünür. Güzel şeyler söyler. İnsan bazen kabz halinde Allah'a en yakındır. Bazen neşe halinde insan, bütün kainatı kucaklamak ister. İnsan, gel git halindedir. Kabz hali , bast hali arasında gider gelir... Bizim vazifemiz, her an yeniden doğup, Allah'ın büyüklüğünü, yüceliğini idrak etmek..
Gönül gözünüzü kullanmaya çalışın. O zaman sizi aldatamazlar. İnsan bu dünyaya önce neş’esini bulmaya gelir. Sonra Allah'ı bulur. Neş’esini bulmak demek, İnsanın her halinden memnun olması demek. İnsan bir şeyden memnun olunca, yüzü güler. İnsan her hadisede bu neş’esini muhafaza ederse, demek Allah'a ulaşabilecek. Bu neş’enin devam etmesi için insanın Allah'a teslim olması, O’ndan gelen herşeye razı olması gerek... Önce tabiat, sonra güzel sanatlar, sonra insan, sonra mürşit, sonra Allah sevilir. İnsan ne yapıyorsa onu en güzel yapmaya çalışmalı. Allah'la beraber, aşkla, şevkle, heyecanla yapmalı... Çay demlerken, her defasında, acaba nasıl daha güzel demlerim demeli... İnsan, bir işi güzel yaptığı zaman, tamamlandığını, eksik yaptığı zaman da kendinden birşey eksildiğini hissediyor. Neden?..Çünkü güzel yaptığı zaman, Allah ile beraber oluyor. Birşey ALLAH İLE BERABER yapılınca güzel olur. Kafasında şeytanlar cirit atıyorsa, o işten hayır gelmez. Namaz bir aşkın şekle dökülmüş ifadesi olursa anlamlıdır, güzeldir, yücedir. Ama bir taassubun ifadesi ise hoş değildir. Bir müslüman hiç kimseye namaz kıl demez. Orada bir müezzin var... Namaz, evvela edebi gerektirir. Peygamber Efendimiz hiç kimseye “Haydi namaza” demedi.. En güzel islamı tanıtma şekli nedir? Kendi yaşantımızla, toplum içinde takındığımız tavırla, kıyafetimizle, yaşama üslubumuzla, yiyip içmemizle, para kazanmamızla, insanlarla olan güzel, efendice, uygarca ilişkilerimizle örnek olabilmektir. Size saygı, hayranlık duyacak... “Ah, ben de sizin gibi olabilsem” diyecek... İnsan gönlü kabelerin en büyüğü.. Halıdaki küçük bir iplik parçasını almanın bile, aklın hafsalanın alamıyacağı kadar büyük ifadeleri var. O da bir iştir. İnşirah Suresinde... “O halde boş kaldığında kalk ve yorul.”.. deniyor.. Yani sürekli bir iyinin güzelin arayışı içinde olmak. Mesela yolda yürürken bir ambulans geçti. İçinde kim varsa, "Allahım, bu hastaya yardım et, Habibinin hürmetine ona şifa ver." diye dua etmek insana çok fayda sağlar. Bizim görevimiz, herkes için, kim olursa olsun, hayır duada bulunmak. Bu da bir devinimdir. İnsan, hayvan, bitki, eşya hakkında dahi.. Onları incitmemeye, hoş tutmaya çalışalım. Kapıyı çarpanın cezası, bazan çok ağır oluyor."
Sabri Tandoğan
Hürmetle ellerinizden öpüyorum... Hayırlı günler...
Gönül Dostu
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çarşamba Sohbetlerinden bir nefes daha... Yazan "Gönül Dostu"
Cvp: Çarşamba Sohbetlerinden bir nefes daha... Yazan Sabri Tandoğan