Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
16 Hazitan 2006 tarihli mailinizi aldım. Kitaplarımı okurken gösterdiğiniz
dikkat beni çok duygulandırdı. Gerçekten Japonlar kitaplarında ve
konuşmalarında san'at ve zenaat arasındaki farkı kaldırmışlar. Çünkü
yaptıkları her şeyi o kadar özenle, o kadar dikkatle, öylesine bir saygı ve
incelik içinde yapıyorlar ki, o zaman ellerine aldıkları herşey bir san'at
oluyor. Günümüz insanları diyorsunuz. Bırakalım onları. Onlar bildikleri
gibi yaşasınlar. Kendilerini Kaf dağında görsünler, firavunluklarını
sürdürsünler. Bunlardan bize ne. Bizler Yunus Emre'nin, Mevlana'nın yolunda
giden Hak aşıklarıyız. "Bizim bir karıncaya ulu nazarımız vardır". Her şey
ama her şey bizim için önemli. Her şey çözülmeyi bekleyen sırlarla dolu.
Neyi bilebiliyoruz ki. Neyi görebiliyoruz ki. Kainatın en büyük, en yüce, en
güzel insanı gece yatarken ellerini açar, Allah'ım dermiş "bana eşyanın
hakikatini göster". Bizler elimize aldığımız her nesneye, gördüğümüz her
insana, karşılaştığımız her hayvana, her bitkiye, kullandığımız her eşyaya,
edeple, saygıyla, tazimle yaklaşalım. Yunus Emre "hiç kimse bilmez bizi, biz
ne işin içindeyiz" diyor. Bir kutsi Hadis'te Cenab-ı Hak "Ben insanın
sırrıyım, insan benim sırrım" buyuruyor. Muhteşem bir dünyada her an
yenilenen, tazelenen bir evrende yaşıyoruz. Hepimizin her an, her yerde son
derece saygılı dikkatli, uyanık olmamız gerekiyor. Zira bizler bu dünyaya
yetişmek için, gelişmek, tekamül etmek için geldik. Onun için okuduğumuz,
gördüğümüz, işittiğimiz her şeyden bir ders çıkarıp, iç dünyamıza katmamız
gerekiyor. Yunus Emre, "her dem taze doğarız, bizden kim usanası" diyor.
Dünyaya niçin gönderildiğini farkına ve bilincine varıp, o şekilde yaşayıp,
hayatına her gün yeni renkler, yeni ışıklar, yeni güzellikler katabilenlere
ne mutlu.
Allah bunu bizlere de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasip
etsin.
Selam, sevgi ve saygı ile...
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
yaşama dair... Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: yaşama dair... Yazan Sabri Tandoğan