Sayın İlknur Hanım,
6.5.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, insanı hayatta yaşatan, ayakta tutan, ona bir yaşama sevinci veren hep içinde beslediği ümitleri, bekleyişleridir. Benim, Türkçe’de en sevdiğim kelime “Bekleyiş” tir. Şiir kitabımı ismini de “Bekleyiş” koymuştum. Hayatın her alanında insan teşebbüsü elden bırakmamalıdır. Çevremizde bazı kimseler görüyoruz. Belli bir yaşa gelince bundan sonra ben evlenemem, çağım geçti diyorlar. Bir komşumuz kırk yaşına geldim diye bütün çeyizlerini dağıtmış, gönül defterini kapatmıştı. Bence çok yanlış bir düşünce. İnsan, hayatının her anında teşebbüs ruhu içinde olmaldır. Hep, daha iyiye, daha güzele, mükemmele doğru gitmenin aşkını ve hyecanını yaşamalıdır. Geothe, Faust’u seksen yaşından sonra yazdı. Picasso, en güzel resimlerini seksen yaşından sonra verdi. Pablo Cazas, yüz yaşından sonra orkestra yönetti. Matisse, çok yaşlanmıştı. Elleri titriyordu, resim yapamıyordu. Bileğine fırça bağlattı, öyle eserler verdi. Onu da yapamayınca kırtasiyeciden renkli elişi kağıtları alıyor, onları küçük küçük parçalara ayırıyor, sonra onları öyle güzel bir kompozisyonla biraraya getiriyordu ki seyrine doyum olmuyordu. Önemli olan hayata son nefesimize kadar hep aydınlık, iyimser br gözle bakabilmek. Hep sevmenin ve sevilmenin heyecanını duyabilmektir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aşk, bekleyiştir Yazan İlknur
Cvp: Aşk, bekleyiştir Yazan Sabri Tandoğan