Sayın Duygu Hanım,

7.5.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, ilk yapacağımız iş o anda manen ve maddeten neyle yükümlüysek onu yapmak, kendimize seçeceğimiz en güzel örnek bütün insanlığın medar-ı iftiharı, nuru, ışığı Hazret-i Muhammed’dir. O’nun gibi olmaya çalışalım, O’nun yaptıklarını yapalım, yapmadıklarını yapmayalım. O ne diyor, “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” buyuruyor. “Ya hayır söye, yahut sus” buyuruyor. İşe önce onunla başlayalım. Biz de ya hayır söyleyelim, yahut susalım. Bu arada hayatımızda gel gitlere yer vermeyelim. Bir şeye karar verince ölüm bahasına da olsa onu gerçekleştirelim. Hayatın en küçük nüanslarına karşı çok dikkatli olalım. Aşk ile başlanılan işler, aşk ile biter. Bunu unutmayalım. Pozitif bir insan olalım, negatif insanlardan, işlerden, sözlerden uzak duralım. Televizyonlar birbirinden saçma, birbirinden berbat yayınlar yapıyorsa ben, mecbur muyum onları izlemeye. Hayallerimizi, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı iyi, güzel, doğru neyse onlarla dolduralım. Başkaları kaba olabilir, biz ince olalım. Başkaları tembel olabilir, biz çalışkan olalım. Dikkatimizi hep pozitif olana yöneltelim. Hep iyiden, doğrudan, güzelden yana olalım. Vaktiyle adamın biri hamama gider, hamamcıdan yıkanmak için il ister. Alır, kurnanın başına gider. Kilden gül gibi bir koku geliyordur. Sorar, “Sen bir kilsin, bir topraksın. Bu gül kokusu nerden geliyor?” Kil, “Haklısınız efendim” der, “ama yolum düştü üç gün gülle arkadaşlık yaptım. Kokum ordan geliyor”. Bizler de gül gibi insanlarla arkadaş olalım. Çevremde yok diyeceksiniz. Olabilir. O zaman Peygamberlerle, velilerle, alimlerle, sanatkârlarla dost olalım. Onları en yakınımız olarak bilelim. Bir gün bakacaksınız ki siz de gül kokmaya başlamışsınız. Yolunuz mübarek olsun, güzel insan. Sizi şimdiden kutluyorum.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :