Çok Değerli Sevgili Büyüğüm, Aziz Babacığım,
Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi ve bütün esenlikleri sizin ve bütün dostların üzerine olsun.
Efendim, bütün İslam büyüklerinin hayatlarına baktığımız zaman hepsinin de şefkat ve merhamette zirvede olmalarına rağmen bir yandan da haksızlıklar, yanlışlıklar ve zulümler karşısında bilenmiş bir bıçak gibi hareket ettiklerini görüyoruz. Yerine göre bir gül kadar yumuşak, yerine göre bir kılıç kadar keskin... Hazret-i Ali bir sözlerinde insanın kendisine yapılan yanlış bir davranışı affetmesi daha doğru iken, topluma karşı işlenmiş olan suçların kesinlikle cezasız bırakılmaması gerektiğini söyler. Resulullah Efendimiz de şefkat, merhamet ve incelikte eşi benzer olmayan insanlığın nihai bir zirve noktası olduğu halde İslama saldıranlara karşı kendisi de bizzat kılıcını kuşanarak harbin içinde yer almışlardır.
Mevlana, Mesnevisinde “Alçakların başını yere koy ki sana baş eğsinler” der. Güzel insanlara ise yumuşaklık ve güzellikle, ihsanla muammele edilmesi durumununda onların kazanılabileceğini anlatır.
Değerli büyüğüm, yaşadığımız hayat içinde de yapılan bir haksızlık, toplum düzenini bozan bir davranış karşısında herşeyi göze alarak yerine göre gereken en doğru tepkiyi gösterebilenler oldukça azalıyor. Oysa Resulullah Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “Haksızlıklar karşısında susan dil şeytandır” buyurarak korkunun şirke götüreceğinin işaretini veriyorlar.
Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylani Hazretleri Fütuh-ul Gayb isimli eserinde Allah dostlarının özelliklerine değinirken:
“... O söylenen yalanları, şirki, küfür yollarını sezer, bunlara dayanamaz, kızar, bağırır. Bu yaptıkları haliyle Allah için olur. Evvela içten kızar, sonra dışa vurur. Bu durum onu rahatsız eder. Söylenmeye başlar ve o kötülükleri bir bir sayar döker. Böyle müslümanlık olmaz, bu işleri yapanlar şeytandır, şeytan da Allah’ın düşmanıdır. Bu yapılan işler münafıkların işlerindendir. Münafıklar da cehennemin en dibine gireceklerdir şeklinde söylenir durur.
Bu sözler o velinin ağzından böylece çıkmaya başlar. Bu sözler onun veliliğine bir zarar vermez, aksine onun tam bir veli olduğuna işaret sayılır”
şeklinde anlatır.
Değerli büyüğüm, siz de gerek maillere verdiğiniz cevaplarınızda, gerekse bütün yaşantınız içinde doğruları, gerçekleri savunmakta en ufak bir çekinme göstermeden herşeyi göze alarak bizler için ne güzel bir örnek teşkil ediyorsunuz. Her durum ve olaya hakettiği şekilde hitap ediyor, cevap veriyorsunuz. Gösterdiğiniz her tepkiyi Allah için gösteriyorsunuz, üzüntüleriniz kendiniz için değil insanlığın ve toplumun gidişi adına oluyor.
Sevgili büyüğüm, yerine göre güzellikleri savunan yerine göre bütün yüreğiyle Hakkı tutup kaldıranlardan olabilmek niyazıyla gülden ellerinizden hürmetle öpüyor, size ve bütün dostlara sevgi dolu, hayır dolu, sağlık dolu, esenliklerle dolu nice zamanlar dileklerimi sunuyorum.
Hoşçakalın...
Çiğdem Seçkin Gürel
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Gerçek olgun insan Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Gerçek olgun insan Yazan Sabri Tandoğan