Efendim,
Yine internete ulaşabildim bu gün. Sevinçle kitaplarınızın basıldığını öğrendim , çok memnun oldum. allah sağlık sıhhat versin , ilminizi arttırsın inşaallah. Benim günlerim çak dolu dolu geçiyor buralarda...
Sabah gün ışırken denizi seyrediyorum. Kumsalın koynunda uyuyan deniz yavaş yavaş uyanıyor. Minik dalgalar yalamaya başlıyor kumsalı. Sessizlikte denizle kumsalın söyleştiklerini duyuyorum. Tek tük sabah namazından dönen amcalar yürüyor sokaklarda. Kimi bastonuna dayanarak yavaş yavaş ilerliyor , kimileri sohbet ederek yürüyor deniz kenarında. Burada hayat 24 saat devam ediyor. Sabaha karşı gençler bütün gecenin yorgunluğu ile yataklarına gömülüp sabahı uykuda karşılamaya hazırlanırken, kimileri yeni güne uyanıyor. Denizim mavisi ile zeytinliklerin yeşili üzerine doğan güneşi karşılıyorlar namazdan sonra…
İçeride babannem uyanıyor 93 yaşının bütün yorgunluğu üzerinde , elleriyle tutunarak duvarlara, koltuğunu bulmaya çalışıyor. Gözbebekleri kalın bir beyaz tabaka ardında kalmış , artık sadece bazen ışığı fark edebiliyor….. Son bir haftadır birlikteyiz. Burada geçirdiğim her an , aldığım her nefes 40 yıllık yaşantımda hissetmediğim kadar değerli geliyor bana … Sanki her an , her saniye şükretmesem Rabbime , haksızlık ediyormuşum nimetlerine gibi hissediyorum.
Son 4- 5 yıldır göremiyor babannem… Ancak tanıyordu bizleri, konuşuyordu anlatıyordu hep … Artık ne beni tanıyor ne de babamı… Geldiğimizde bu yana en az günde birkaç kez kimsiniz, nereden geliyorsunuz diye soruyor, her seferinde bir daha anlatıyoruz… Sonra dalıp gidiyor geçmişe , benimde üç çocuğum var diyor. Hepsi memlekette… Sadece 60 -70 yıl öncesinden anlatıyor. Orada takılmış belleği… Sonra oturduğu yerde namaz kılmaya başlıyor aniden…. Yaptığı tek hareket köşedeki koltuğunda yemeğini yemek el yordamı ile.. Yürüdüğü mesafe koltuğundan lavaboya kadar, oradan da yatağa.. Bir bebek gibi aynen… Uyku ve yemek yegane ihtiyacı… Rabbim kuvvetini çekmeye başlayınca üzerinden, ne ayağın gücü kalıyor ne elin… De dil konuşuyor, ne de can istiyor…. Bebek nazlanması gibi nazlanıyor, inat ediyor bazen…. Uyumayacağım işte oturacağım diyor…. Bazen de anneciğim neredesin diye ağlıyor…. İçim de ağlıyor onunla birlikte…
Dokuz yıl önce dedemi Hak’ka uğurladığımızda konuşmuştuk… Bir iki saatin içinde göçüp giden dedemin ardından “Allah ona yardım etti kimseye yük olmadan elden ayaktan düşmeden” demişti… Ancak Rabbim bazen böyle imtihanlar da veriyor işte. İnsanı bu dünyada en sevdiği şeyler ile imtihan ediyor böyle… Babannem en çok gezmeyi severdi; artık bir odadan öbürüne gtmek için bile büyük çaba harcıyor, birisinin yardımı olmadan gidemiyor… Her yerde yemek yemezdi, güzel yemek yapar , evde mutfağı kimseye bırakmazdı; şimdi önüne ne konursa onu hiç itiraz etmeden , hatta bu nedir diye bile sormadan yiyor. Çok güçlü bir hafızası vardı; öyleki herkes kendi çocuklarının yaş gününü , evlilik yıldönümünü bile ona sorardı; şimdi kendi evlatlarını bile tanımıyor. Öyle temizdi ki; şimdi ellerini uzatıp silinmesini bekliyor…. Dedim ya bebek gibi.. İşte insan bebek olarak doğuyor, yaşıyor, yaşıyor….. İhtiyaçları sınırsız…. Sonra işte hiçbir ihtiyacı kalmıyor bir iki yudum ekmekten başka….. “ İnsan bu dünyaya birlikte getirmediği şeye bel bağlamaz , önem vermez” sözü çınlıyor kulaklarımda. İşte yaşam böylesine çekiliyor insanın üzerinden….
Öğle saatlerinde koşturarak alışveriş yapan, gülen , eğlenen, fındık kabuğunu doldurmayacak dertler edinen , yada hiçbir şeyi dert edinmeden her anı altın değerinde olan ömrünü acımasızcasına harcayan insanları seyrediyorum. Seslenmek istiyorum “ Bir gelin de bakın yaşam böyle geçiyor işte… Göz açıp kapayana kadar geçiyor anlar. Ne olur düşünün bir kez. fark edin yaşamın gerçek anlamını… Allah’ın verdiği her anı değerlendirin ne olur. Şükredin sağlığınıza, hatta hastalığınıza… Şükredin kulluğunuza….”
Babannemin koluna girip odasına götürmeyi, yemeğini önüne koyup yedirmeyi bana da nasip ettiği için Allahıma şükürler olsun. Ona elimle hizmet etmekten mutluluk duyuyorum bugün.
Saygı ve hurmetler...
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Babaannem Yazan Özden Çiçek
Cvp: Babaannem Yazan Sabri Tandoğan