Sayın “bir anne”ye,

24 Haziran 2006 tarihli mailinizi aldım. Bizleri Almanya’dan aradığınız için memnun olduk. Daha önce de söylemiştik, bizim kapımız dünyadaki yedi milyar insana açık. Biz gece gündüz demeden, her an yedi milyar insanın derdini, sıkıntısını, üzüntüsünü paylaşmaya hazırız. Onların ıstırabı, bizim ıstırabımız. Onların gözyaşı, bizim gözyaşımız.

Efendim, eşinizin neden içkiye düşkün olduğunu objektif olarak, duygusallıktan uzak, tarafsız bir bakış açısıyla hiç düşündünüz mü? Acaba işyerinde bir sıkıntısı mı var? Aile içinde kimselere anlatamadığı, kimselere açamadığı birtakım sıkıntıları mı var? Bu konuyu acaba eşinizi itham etmeden, suçlamadan, bir bilim adamı tarafsızlığı içinde etüt ettiniz mi? Olay nedir, acaba eşi ve çocukları tarafından sevilmediği kanaatinde mi? Acaba sorun iş yerinden mi kaynaklanıyor? Şunu iyi bilin ki, kadınlar kadar erkeklerin de sevgiye, saygıya, ilgiye, güzel söze, okşanmaya ihtiyaçları vardır. Şair Cahit Sıtkı Tarancı,

“Yarin olmuşu ermişi,

Şefkatli anneye değer”

diyor. Bir kadın yerine göre kocasının eşi, arkadaşı, sevgilisi, yerine göre annesi olmalıdır. Bu noktayı gözden uzak tutmayalım. Acaba siz akşam eşim gelecek diye kendinize özel bir itina gösteriyor musunuz? Onu bir sevgiliyi karşılar gibi karşılıyor musunuz? Ona hürmet, itibar ediyor musunuz? Olay iki unsurdan meydana geliyor. Birincisi yemekti, çamaşırdı, ütüydü, temizlikti gibi işin dış yönü. İkincisi de eşi karşılamaya ruhen hazırlanmak. Öyle ki, erkek, kadının yanında hiçbir yerde görmediği, göremeyeceği ilgiyi, sevgiyi, saygıyı görmeli, onunla morali yükselmelidir.

Değerli izleyicim, benim ilk etapta söyleyeceğim bunlar. Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :