Efendim hayirli sabahlar, hayirli cumalar...
Guzel ama cok guzel, aydinlik bir cuma sabahina uyandik. Allah hayirli bir gun nasib etsin insaallah. Bu gun , bu yaz aramizdan ayrilacak olan dort arkadasimiza veda yemegi duzenledik. Ikisi farkli ulkelere gidiyor, diger ikisi de Turkiye'ye donus yapiyor. Iste gurbet boyle , eninde sonunda memleketine geri donuyorsun, oturdugun yerde surekli kalmayacagini ve gecici oldugunu biliyorsun. Ne oturdugun eve benim evim ne de esyaya benim esyam diyebiliyorsun. Sen birgun doneceksin ve hepsini geride birakacaksin !!!!
Bu ulkede yuzde seksen nufus yabanci yani disaridan burada calismaya gelmis. Dolayisi ile herkes ayni seyleri hissediyor ve surekli bir haraketlilik var, birileri geliyor birileri gidiyor... Her ne kadar anlasma imzalaniyorsa da hersey kaygan bir zeminde. Bakiyorsunuz bir anda sozlesme fesh edilmis, yada aile uyum saglayamamis, veya daha olumlu sartlarda baska bir is bulmus , tasinip gidiveriyor... Yani yarin ne olacagi belli degil... Herkes gunu yasiyor.. Bir bakiyorsunuz yeni birileri gelivermis, bir bakiyorsunuz hic ummadiginiz birileri gidivermis.!!!
Bu anlattiklarimi geri donup okudugumda ne goruyorum biliyormusunuz. Burasi dunyanin , dunya hayatinin kucultulup, yogunlastirilmis bir modeli... Nasil hayat ta boyle iken, yani bir an sonrasinda ne olacagini bilmez iken, oturdugumuz eve , esyaya bizim demememiz gerekirken, birgun gercek hayata gozlerimizi aciverecek ve herseyi bir anda terkedip gidiverecek iken hayat ve yasam carki icinde agir agir donerken bunu farketmiyor veya unutuyoruz... Cunku olaylar daha agir isliyorlar. Hersey daha duragan , ve bize gercek varolus sebebimiz , bu dunyada misafir oldugumuz , gecici oldugumuz unutturuluyor... Herseye sonuza kadar sahip olacakmisiz gibi sarilip , sahipleniyoruz.. Maddi kazanclarla sonsuz mutlu olup, maddi kayiplara inanilmaz uzuluyoruz.. Oysa ne bizim elimizde ki...
Iste bu memlekette bunu daha net ve acik anlamak mumkun. Cunku burda hersey hizla oluyor... Aslinda burda nasil emanet yasiyorsa insan, hersey gecici diyebiliyorsa, birakip gitmeye her an hazirsa, dunyanin neresinde olursa olsun hayati hep boyle yasamali degil mi? Her an birakip gercek aleme goc edecekmis gibi...
Ben bundan onalti sene once Ingiltere'ye ogrenci olarak gittigim zaman akrabalarimizin yaninda kalmistim, beni havaalanindan alip evlerine goturmus, ilgilenmislerdi. Dunya tatlisi bir aile idiler. Yirmi yildir Ingiltere'de oturuyorlardi, hic cocuklari yoktu. Calismaya gelmisler, ev almislar yerlesip oturmuslardi. Kari koca bir konfeksiyon atolyesinde terzilik yapiyorlardi. Cok yogun calisiyorlardi. Evlerinde birsey dikkatimi cekmisti. Cok sade dosenmisti. Sadece ihtiyac kadar esya vardi. Ama ust katta bir oda depo gibiydi. Kutularin icinde an guzel porselenlerden yemek takimlari, mutfak esyalari, dolaplarda hic naylonlarindan cikarilmamis guzelim giyisiler asili idi. Kadincagiz bunlara gozu gibi bakiyor, arada duzenliyordu. Bu esyalari Turkiye'ye kesin donus yaptiklarinda hazirliyacaklari asil evleri icin sakliyorlardi... Cunku orasi onlarin vatani degildi ve birgun gercek vatana doneceklerdi..
Gercekten de oyle oldu. Ben geri geldikten 5-6 sene sonra onlar da kesin donus yapip Turkiye ye geldiler. Hayallerindeki gibi bir daire alip yerlestiler, o yillarca biriktirdikleri esyalarini dizdiler...
Iste artik kendi memleketlerinde ve gercek evlerinde idiler. Anacak cok kisa bir sure sonra Bey bir gece aniden kalp krizi gecirdi ve vefat etti... Gercek ve ebedi aleme goc edip gitti..O otuz sene kahrini cektigi ama sefasini suremedigi memleketten yeni donmus, yillardir el surmeye kiyamadigi, sakladigi esyalarini yeni kullanmaya baslamisti ama...Ne care... O zaman hanimi ne dedi biliyor musunuz. "Biz ingiltere bizim ulkemiz degil diyerek yasanacak butun guzellikleri Turkiye'de yasariz diye hep erteledik. Ama ne oldu. Burasi bizim ulkemiz evet ama ebedi yurdumuz degil. Gecici duragimizmis ayni orasi gibi.. Boyle bir anda gocup gidiverdi gercek aleme... Keski her ani ve her gunu yasiyabildigimiz en iyi sekilde yasayip hicbirseyi sonraya saklamasaydik."
Evet ani yasamak, nerede, hangi ulke ya da sehirde, hangi sartlarda olursa olsun ani yasamak, her anin guzelliklerini tefekkur edebilmek. Aldigimiz her nefesin O'ndan , Yuce yaradanimizdan bir hediye oldugunun bilincine varip o nefesi iman uzerine alabilmek.. Gercek yasam bu degil midir...
Biz de bugun buradaki dort arkadasimiza simdilik veda edip onlari dunya uzerindeki baska duraklara selametle ugurlayacagiz. Burada aklima Sayin Senai Demirci'nin Yazdigi "99 Esma 99 Dua" 'sindan bir bolum geliyor, dudaklarimda onu mirildanarak yazimi tamamliyorum.
Ya Baki!
Ne zaman lezzet alsam tükenince elem çekerim
Lezzetleri daim eyleyen sensin
Ne zaman kavussam ardindan ayriligi beklerim
Kavusmalari sahici eyleyen sensin
Ne kadar çok sevdam varsa o kadar çok veda beslerim
Kalbime ebedi sevdalar düsüren sensin
Ömrüm kisa elim yetismiyor kalbim kandir
Baki olan ancak sensin Beka bahset imanima
Ya Varis!
Yok bildiklerim senin nazarindadir
Yitirdiklerim senin katindadir
Bitirdiklerim senin yanindadir
Unuttuklarim senin hatirindadir
Unutulmuslari sonunda sen anarsin
Gidene de kalana da Varis sensin
Ebedi kavusmaklar ver bana
Efendim sonsuz saygi ve sevgi ile ellerinizden opuyor butun gonul dostlarina basta Cigdem hanim olmak uzere sevgilerimi gonderiyorum. Rabbime emnet olunuz.
OZDEN CICEK
Decorative & Creative Painting
Freelancer - DUBAI
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Anı yaşayanlar ne güzel insanlardır Yazan Özden Çiçek
Cvp: Anı yaşayanlar ne güzel insanlardır Yazan Sabri Tandoğan