Sayın Suna Hanım,
18.5.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, eczanede çalışan Fransız hanımın yüzündeki tebessüm ne kadar önemli. Bugün dünyanın her tarafında insanlar mütebessim bir yüzün özlemi içindeler. Bir gün Ankara’ya gel, seninle bir saat Kızılay’da, bir saat Tunalı Hilmi’de dolaşalım, bak bakalım yüzü gülen bir kişi görecek misin? Yumruklar sıkılmış, dişler kenetlenmiş, insanlar harbe gidiyor gibi. Ne oluyoruz sanki. Birbirimize sevgiyle, saygıyla yaklaşsak, içimizin en güzel duygularıyla birbirimiz için hayır dua etsek, ne kaybederiz ki? Bugün ne yazık ki insanların pek çoğu niçin yaşadığını, dünyaya niçin gönderildiğini bilmiyor. Hepimiz birşeylere kafamızı takmışız, ömrümüzü heba ediyoruz. Bizim mutsuzluğumuz nice insanları da mutsuz ediyor. Bunu bir bilebilsek, bir farkında olabilsek... Faruk Nafiz Çamlıbel, bir şiirinde şöyle diyordu:
“Gülmezse yüzün, bahçelerin kalbi kan ağlar
Güllerle dolar görse gülerken seni dağlar”
O zaman yavrum, başkalarının yapamadığını biz yapalım. Yolda yürürken, alış, veriş yaparken, insanlarla konuşurken hep mütebessim olalım. İçimizdeki sevgiyi insan kardeşlerimizle paylaşalım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Gülmezse yüzün, bahçelerin kalbi kan ağlar” Yazan Suna
Cvp: “Gülmezse yüzün, bahçelerin kalbi kan ağlar” Yazan Sabri Tandoğan