Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Tasavvuf, en büyük aşktır
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 5/18/2008 6:15:16 PM


Sayın Hatice Hakeri,


18.5.2008 tarihli mailinizi aldım.


Efendim, her dinin kendine göre bir tasavvufu vardır. İslam tasavvufu, Hristiyan tasavvufu, Musevi tasavvufu, Budist tasavvufu vs. Dinin getirdiği kurallar vardır. Alalım İslamiyeti. İslamiyette namaz vardır, oruç vardır, hac vardır, zekat vardır ama öyle insanlar var ki bunlarla yetinemiyorlar. Daha derine, daha derine inmek istiyorlar. Ebedi özü, ezeli hakikati yakalamak istiyorlar. Bazı insanlar mükellef olmak denince yalnız belirli kuralları anlıyorlar. Ama öyle insanlar var ki onlar derine, çok derine, sonsuz derine iniyorlar. Bir kutsal gece Peygamber Efendimiz Rabbiyle başbaşa olmak istiyor. Ama şu harikulade derinliğe bakın ki önce Hazret-i Ayşe’ye gidiyor, “Ya Ayşe” diyor, “müsaden olursa bu gece Rabbimle beraber olmak istiyorum...” Bu söz beni ilk gençliğimden itibaren bir çok defalar ürpertti, ağlattı. Bir insan ruhu ancak bu kadar yücelebilir. Ancak bu kadar kemal yolunda mesafelerin ötesine gidebilir. Bir Allah dostu bir gün bir mekandan geçerken oradan buğday alır. Günlerce yol alır, sonra evine ulaşır. Bakar ki buğdayın içinde minicik bir karınca ordan oraya şaşkınlık içinde gidip gelmektedir. Mübarek sultan çok üzülür. Üzüntüsünden kahrolur. “Ben” der, “bu karıncayı yerinden, yurdundan ettim. Huzuru kaçtı. Şimdi gariban ordan oraya çırpınıp duruyor”. Heybesini omuzuna vurur, tekrar o mekana gider. Karıncayı eski yerine büyük bir edeple, büyük bir saygıyla usulca bırakır. İşte tasavvuf budur. Tasavvuf, lavaboda bir bardağı yıkarken sanki Allah’ın elini tutmuş gibi heyecan duymaktır. Tasavvuf, elli sene evvel yaptırdığı elbiseyi elli sene sonra giyip çevresindeki insanlara güle güle giy, yeni elbisen ne güzel olmuş dedirtebilmektir. Tasavvuf, cumhurbaşkanı köşkünde de olsa, Hilton, Sheraton otelinde de olsa yemek yerken tabağında bir tek pirinç tanesi bırakmamaktır. Tasavvuf, kuru ekmek de yese Allah’ına sonsuz teşekkür etmektir. Allah’ım olmayanlara da ver demektir. Tasavvuf, sabahleyin evden çıkarken Besmele çekip, dualar edip kendini o apartmanın, o çevrenin en günahkar, en hatalı, en kusurlu insanı kabul edip “Allah’ım, iyilerin yüzüsuyu hürmetine beni de o güzel insanların arasına kat” demektir. Seyyiatımı, hasenata tebdil et demektir. Tasavvuf kendisi açken, ekmekten başka yiyeceği yokken kapı çalındığı zaman bir insan “Efendim, ben günlerdir açım. Rica etsem yardım eder misiniz?” dediği zaman hemen koşup ekmeğini alıp onu bölüşebilmek demektir. Tasavvuf, nerede bir ıstırap çeken varsa, nerede gözyaşı döken varsa onlarla beraber olup duygularını paylaşabilmek demektir. Tasavvuf, bütün kainatı insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşyasıyla ve cemadatıyla Muhammedi bir aşkla kucaklayabilmek demektir. Tasavvuf, kimsede ayıp, kusur, hata görmeyip “Hata da bizde, ayıp da bizde, kusur da bizde” diyebilmektir. Tasavvuf, aşk ile yaşayıp, aşk ile Hakka göçmek demektir.


Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Tasavvuf, en büyük aşktır Yazan Hatice Hakeri
Cvp: Tasavvuf, en büyük aşktır Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]