Sayın Ayşegül Arıkan,
18.5.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin maille hayatın, yaşamanın, varoluşun ne güzel bir özetini sunmuşsun. Tebrik ederim. Dünkü gazetede bir resim gördüm. Beni ağlattı. Bir kedi yavrularını emziriyor. Hepsi birbirinden güzel kedi yavruları. Onların arasında bir de köpek yavrusu var. Hepsi bir annenin sıcaklığını duyuyorlar. Mutlular. Hayata bakıyoruz, kavga, döğüş, öldürme, yaralama, sevgisizlik, saygısızlık, şefkatten uzak yaşamalar. Aman Yarabbi kim kime örnek olacak. Bunun sebebi nedir? Sadece inançsızlık. Ve onun sonucu olan korkunç egoizm. Eskiden bir tane firavun varmış, şimdi adım başı firavun. Geçen gün Karum’un girişindeki havuz başında çayımı yudumluyordum. Çevreme bir baktım. Birkaç istisna dışında herkes oturur oturmaz sigarasına sarılıyor. Onlara acımak mı lazım, yoksa kızmak mı lazım, bilemedim. Ne oluyorsunuz be kardeşim. Kadını ile erkeği ile bu deli gibi pis, iğrenç nikotinden medet ummak, ondan zevk almak neyin nesi. Ben genç olsam, bir sevgilim olsa, ağzı leş gibi iğrenç nikotin koksa derhal ondan kilometrelerce uzağa kaçarım. Sigara içen bu kadınlar ne kadar düşüncesizler. Hem güzelleşelim diye cildimiz taze kalsın diye o kremlere dünyanın parasını veriyorlar, sonra da cildimiz buruş buruş olsun, paçavraya dönelim, haminne gibi olalım diye mütemadiyen sigara içiyorlar. Ağızları o kadar iğrenç kokuyor ki gel de bunun izahını yap bakalım. Sadece züppelik, şımarıklık, özenti. Sanki kendi cehennemlerini kendileri yaratıyorlar. Bir düşünseler ki sigara içen, ağzı lağım gibi kokan bir kadın hiçbir zaman, hiçbir erkek tarafından sevilemez, sayılamaz, ilgi göremez. Sonra da kimse beni sevmiyor diye oturup ağlarlar, gözyaşı dökerler ve ölünceye kadar sevilmemenin yarattığı aşağılık duygusu içinde kendilerini oradan oraya atarlar. Oysa hayatımızı bir cennete çevirmek de bizim elimizde değil mi? Niye sonsuzluk kervanına dahil olmuyoruz? Başta Resulullah Efendimiz olmak üzere bütün mana aleminin güzelleri her gün yanımızdan, yöremizden bir gül gibi geçiyorlar. Ne olur biz de o sonsuzluk kervanına dahil olsak. Bütün kainatı insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla Muhammedi bir aşkla kucaklasak. Sevgi, saygı ve şefkat hayatımızın direksiyonu olsa ne kaybederiz?
Sonsuzluk Kervanı
Sonsuzluk kervanı peşinizde ben
Üç ayakla seken topla köpeğim
Astığınız yerleri taş taş öpeyim
Bir kırıntı yeter kereminizden
Sonsuzluk kervanı, peşinizde ben
Ufuk önlerinde bayrak kulesi
Bu gidenler altun kol silsilesi
Ölçüden, ahenkten daha güzeller
Gidiyor, gidiyor nurdan heykeller
Sonsuzluk kervanı, istemem azat
Köleniz olmakmış gerçek hürriyet
Ölmezi bulmaksa biricik niyet
Bastığınız yerde ebedi hasat
Sonsuzluk kervanı, istemem azat”
Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sonsuzluk kervanı Yazan Ayşegül Arıkan
Cvp: Sonsuzluk kervanı Yazan Sabri Tandoğan