Sayın C.G.,

18.5.2008 tarihli mailinizi aldım.

Özür dilerim. Bu filozofla aynı fikirde değilim. Bu nitelikleri olmayanlar mutlu olmayacaklar mı? Bence mutluluk Allah’a ve bizi Allah’a götürecek mana büyüklerine kayıtsız, şartsız teslim olmaktır. Madem ki her zerreden zikreden Allah’dır, her fiilin faili Allah’dır, her sıfatta mevsuf olan Allah’tır, biz bu yüce varlığa teslim olabilsek. Ama parantez açmadan, kayıtsız şartsız, bütün varlığımızla teslim olabilsekm mesele kendiliğinden halledilir. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne diyor

“Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler”

Bir kedi yavrusu da karnı doyduğu zaman, sıcak bir köşe bulduğu zaman öyle bir güzel kıvrılır, öyle bir güzel uyur ki ama bizim emaneti yüklenen br varlık olark bir farkımız olması gerekmez mi? Ekmek bulamadıysak vardır bir sebebi. Garipsek, buynumuz bükükse, yalnızlığı bütün boyutlarıyla içimizde hissediyorsak vardır bir sebebi. Hastaysak, ıstıraplarımız varsa vardır bir sebebi.

“Deme neden o öyle

Yerincedir o öyle

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler”

Ben, mutluluğu teslimiyette aradım. Teslimiyette buldum. Görüş meselesi. Aynı görüşte olmamız şart değil.

Bence mutluluk bir yetimin başını okşamak, ıstırap içindeki bir insanın acısını ve gözyaşını paylaşmak, elimizdeki ekmeği aç bir insanla bölüşmek, bir kuşa yem vermek, güneş doğarken o harikulade renkleri ürpererek seyretmek, bir velinin güzel bir sözüne hayranlık duymak, bütün hücrelerimizle en büyük aşkla Peygamberimizi sevmek, O’nun ve sevdiklerinin yolunda yürümek, düşünerek, ibret alarak, ürpererek, ağlayarak Kur’an-ı Kerim okumak. Ve nihayet tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklamak. Ben mutluluğu böyle düşünüyor, böyle yaşıyorum.

Selam, sevgi saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :