Merhaba Efendim

     Hürmetle ellerinizden öperim. Cümle dostlara saygılar, sevgilerle. . .

     Efendim müsaade buyurursanız Mesneviden bir kıssa ile sizin mailime vermiş olduğunuz güzel cevabı karşılamak istedim.  

      "Hz.  Yusuf (a. s)un huzuruna çok uzak yerlerden kalbi sevgi, şefkat dolu bir dost gelir. Yusuf Aleyhisselam'a misafir olur. Onlar çocukluktan beri birbirlerini tanırlarmış. Hasbihal ettikten sonra, Hz. Yusuf misafire;"Dostum söyle bakalım bize ne armağan getirdin"deyince, misafir utanarak, "Sana armağan getirmek için birkaç şeye baktım. Fakat hiç birini sana layık göremedim. Bir tane büyüklüğündeki altın kırıntısını bir altın madenine, bir damlayı bir denize armağan olarak nasıl götürürüm?diye düşündüm. Huzuruna, gönlü ve canımı getirmiş olsam Kirman'a kimyon götürmüş olurum. Senin güzelliğinden başka hangi tohum vardır ki, bu Mısır ülkesi ambarında bulunmasın?Ancak, senin güzelliğinin bir eşi, bir benzeri olsun. Sana gönül nuru gibi tozsuz, lekesiz, parlak bir ayna getirip sunmayı layık gördüm. Ey güneş gibi gök yüzünün nuru olan Yusuf, sana gönül nurundan bir ayna getirdim ki, o aynaya baktıkça kendi güzel yüzünü göresin ve kendinde bulunan güzelliği görerek hayran olasın.

Misafir bunları söyledikten sonra koltuğunun altından bir ayna çıkardı, Hz.  Yusuf'a sundu. Zaten güzeller hep aynaya bakarlar.

(Mesnevi-Tercüme Şefik Can)

Çarşamba Sohbetleri (02 02 2002)

   "Bir Hadis-i Kutsi, "İnanmadıkça cennete giremezsiniz, Ve birbirinizi sevmedikçe de inanamazsınız." buyruluyor. İnancında temeli sevgiye dayanıyor. Varoluşun temelide sevgiye dayanıyor. Kinlerden, nefretlerden, intikam duygularından arınmadıkça, insan mana yolunda bir adım ilerleyemez. Herşeyin temeli sevgi. Topyekun bir sevgi. "

     "İonesco'nun "Gergedan"adlı bir eserinde, Gergedan'ın değdiği her insan Gergedanlaşıyor. Birbirini gerçekten seven bir delikanlı ile bir genç kız var. Onlar hariç, herkes Gergedan oluyor. Birbirlerine duydukları aşk, sevgi onları gergedan olmaktan kurtarıyor. Çünkü, onların birbirine olan ihlası Allah'ı memnun ediyor. "

    "Evleninceye kadar gözünüzü dört açın. Evlendikten sonra da gözünüzün bir buçuğunu kapatın"

    "Bir insan eliyle, bakışıylada eksi elektrik taşıyabilir. Nakledebilir. Aksi , lanet birinden sebzede almam. Çünkü onu ağız tadı ile yiyemem. Ekşi yüzlü insanlar , insanın başına bela açabilir. Onlardan uzaklaşalım. (Şerden uzaklaşmış oluyoruz)"

    "Bir insan , yalnız iken bile asil, zarif, kibar olmalı. İnsan kendi kendine de hürmet etmeli. Minicik hareketler bile önemli. Japon dilinde küçük, basit, lalettayn, sıradan kelimeleri yok. Her konuda son derece titiz, dikkatli olalım. Çayımızdan bir yudum bile almak çok önemli. Suyumuzdan bir yudum almak çok önemli. Yemek yemek bir sanat. Bir ev hanımının sofrayı hazırlaması, tabağınızı değiştirmesi bir sanat. Bir su ikram etmek bile bir sanat. Bunlara önem vermeyince , o şahıs birşeyler kaybeder. Hayat çok ince. Herşey son derece ince. Biz de Merkez Efendi gibi olalım. Kendi kendimize hürmet edelim. Yalnızken bile. . . Senin içinde Allah var. . . İnsan evde yalnızda otursa, yine kibar, zarif olmalı. . . "

  SABRİ TANDOĞAN

Hürmetler Efendim. . . Hayırlı akşamlar. . .

Gönül Dostu

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :