Çok Sevgili Büyüğüm, Çok Değerli Aziz Babacığım,
Size ve bütün dostlara hayır ve esenlik dolu, sağlık, huzur ve afiyet dolu sevgi ve saygı dolu sonsuz güzellikte zamanlar dilekleriyle, en içten hürmet selam ve sevgilerimi sunarım...
Değerli büyüğüm, bir üniversitede derse gelen profesör çocuklara bir hayat dersi vermek ister. Elinde içi ağırlık dolu bir kase tutarak dersine başlar. Kaseyi herkesin göreceği bir şekilde tutmaktadır. Öğrencilere döner ve sorar:
“Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?”
'150gr!' .... '200gr!' .....'300gr' .. diye yanıtlar öğrenciler.
“Bardağı tartmadıkça ağırlığını tam olarak ben de bilemem,” der profesör, “ama, benim sorum şu ki : Bu bardağı böyle birkaç dakika daha tutarsam ne olur?”
‘Hiçbirşey' …..diye yanıtlar öğrenciler.
“Tamam peki bir saat daha tutarsam?”
“Kolunuz ağrımaya başlar efendim” diye öğrencilerden biri yanıtlar.
“Haklısınız. Peki şimdi ben bir gün boyunca tutsam ne olur?”
“Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı, ağrı gibi sorunlar yaşarsınız, hastaneye gitmek zorunda da kalırsınız belki...”
Bu şekilde tüm öğrenciler çeşitli yorumlar yaparlar.
“Çok iyi. Peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur mu?” diye tekrar sorar profesör.
“Hayır….” diye yanıtlar çocuklar.
“Peki o zaman kolumun ağrımasına neden olan nedir?” “Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?” deyince
Öğrencilerden biri “Efendim” der “siz de bardağı bir kenara bırakır, o yükten kurtulursunuz” .
“Tamam” der profesör. “İşte hayatın problemleri de böyle birşeydir. Onları kafanızda birkaç dakika tutarsınız ve bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsünüz, başınız ağrımaya başlar. Daha uzun düşündükçe artık sizi bitirmeye ve hiçbir şey yapamamanıza neden olur. Hayatı size zehir eder.
Karşılaştığınız durumlar ve olaylar üzerinde düşünmek önemlidir, fakat daha önemlisi onların üzerinde takılıp kalmamaktır. Bu şekilde strese girmez, ve her gün taze bir beyin ile uyanır ve her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadele ile başa çıkabilecek güçte olursunuz!”
Sevgili büyüğüm, siz de bizlere her zaman yüklerden kurtulunuz sözüyle bu gerçeği en güzel şekilde hatırlatıyorsunuz. Bütün bunlar da gösteriyor ki insan içinde taşıdığı kinlerle, intikam duygularıyla, affetmeyişlerle, dargınlıklarla adeta ayağına bir zincir bağlayarak en büyük kötülüğü kendi kendisine yapmış oluyor.
Sevgili büyüğüm, burada bugünlük de satırlardan ayrılırken size ve bütün dostlara içinde sadece en güzel dostlukların, affedişlerin, hayır ve esenliklerin, sevgilerin, saygıların bulunduğu sonsuz güzellikte zamanlar dileklerimi sunuyor, hürmetle o gülden ellerinizden öpüyorum.
Hoşçakalın, Allah’a emanet olun...
Çiğdem Seçkin Gürel