Sayın Özgür Aydın,
25.5.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin hikayeler için çok teşekkür ederim. Fıkralar insan zekasının ne güzel bir çiçeklenişidir. İnsanı hayata bağlar. Onda bir yaşama sevinci uyandırır. Yerine göre, anlayana, hissedene göre birçok şey de öğretir. Ben de sana bir deli hikayesi anlatayım:
Bir gün Rahmetli Mazhar Osman ki akıl hastanesinin başhekimiydi, vizite çıkar. Koğuşları dolaşmaktadır. Yalnız bir koğuşun kapısında bir deli ellerini çırpmakta, “Deli doktor, deli doktor” diye tempo tutmaktadır. Asistanlar gülmemek için kendilerini zor tutuyorlar. Mazhar Osman, hiç öfkelenmez. Sükunetle delinin yanına gider, elini omuzuna koyar, “Bak kardeşim” der, “sen bana akşama kadar tempo tutsan, bana birşey olmaz. Ama ben sana “delisin” dediğim sürece buradan çıkamazsın. Deli bir düşünür, “Peki, doktor bey” der. Derhal susar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Deli, deli tepeli Yazan Özgür Aydın
Cvp: Deli, deli tepeli Yazan Sabri Tandoğan