Sevgili ve değerli büyüğümüz ve gönül dostlarımız,
Evrendeki en büyük sır insanın kendisidir. Samiha Ayverdi'nin ince ve zarif kaleminden bir romanında şu sözcükler dökülür : "Onu bütün tecessüsüme rağmen göremiyorum; zira insan için görülmesi en müşkül olan, kendisidir ".
Sırrın merkezi ise insanın kalbidir . Salih bir müminde o kalp öyle bir fanus ki,Allah'ın nurunu seyrettiği bir ayna olmaktadır.
Alaeddin-i Attar şöyle anlatıyor : “Dervişlerden biri, birgün bana, kalbin nasıl olduğunu sordu.
“Nasıl olduğunu bilmiyorum.” dedim. O;
“Ben kalbi, üç günlük ay gibi görüyorum.” dedi. Bunu üstadım ve efendim Şah-ı Nakşibend hazretlerine anlattım.
“Bu, onun kalbine göredir.” buyurdu. Ayakta duruyorduk. Ayağını ayağımın üzerine koydu. Birden kendimden geçtim. Bütün mevcudatı, Arşı alayı kalbimde bir arada gördüm. Kendime gelince;“Gördüklerini anlat.” buyurdu. Anlattım. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“Gönül budur. O dervişin sandığı gibi değil. Allahü Tealaya, kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mahlukların en üstünü, en şereflisi kalptir. Kalp, bilinmiyen sırlarla dolu bir alemdir, her şeyi kendinde bulundurur. Görüldüğü gibi kalp, her şeyden geniş bir latifedir. Böyle olunca, onu bir kimse nasıl anlayabilir. Bunun için Allahü Teala; “Yerlere ve göklere sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım.” buyuruyor. Bu, derin sırlardandır.”
Akıl, sadece nedenleri ve nasılları sorar fakat kalbin sırrına asla ulaşamaz. Üstad Necip Fazıl bunu ne güzel ifade ediyor:
Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene
Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...
***
Sana şahdamarından daha da yakın Allah;
Günah mı dedin; O'ndan uzağa düşmek günah
Selam,sevgi ve hürmetlerimi sunarım.
Samime Işıkay
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Nefsini bilen Rabbini bilir Yazan Samime Işıkay
Cvp: Nefsini bilen Rabbini bilir Yazan Sabri Tandoğan