Sayın “Gönül Dostu”,
4.6.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, lütfedip gönderdiğin Çarşamba sohbetlerinden bir bölümü zevkle, heyecanla okuduk. Çiğdem Hanım’a rica edeceğim, bir çıktısını alsın, getirsin. Kısmet olursa yaşadığım sürece hergün okumak istiyorum. Gerçekten belki de hayatın en önemli sorununa değinilmiş. İnsanoğlu kendini kusursuz, hatasız, tam, mükemmel örnek insan gördükçe tekamül de duruyor. Böyle kimseler yarın Allah’ın huzurunda mahkeme-i kübra önünde acaba nasıl hareket edecekler? Gerçekleri gördükleri zaman kendilerine uzatılan sevgi e dostluk elini yüzlerini buruşturarak ittiklri zaman bunun anlaşılması halinde ne yapacaklar? Bizim yapacağımız birşey yok. Edeple, saygıyla başımızı öne eğip “Ne diyelim, Allah yardımcısı olsun” demekten başka ne yapabiliriz?
İnsanoğlu bazan gururun, kibirin, nefsaniyetin çarkına kendini öyle ir kaptırıyor ki o zaman söyleyecek bir söz kalmıyor. Gerçekten Allah yardımcıları osun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
"Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz" Yazan "Gönül Dostu"
Cvp: "Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz" Yazan Sabri Tandoğan
Cvp: "Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz" Yazan Sabri Tandoğan