Şakik -i Belhi rahmetullahi aleyh, büyük velilerdendir. Harun Reşid , ne zaman sıkılsa, bu zata gider, nasihatlarıyla ferahlarmış.
Bir gün yine gider ve çalar kapısını.
- Selamün aleyküm Efendi Baba.
- Aleyküm selam.
- Nasihatınızı almaya geldim.
- Safa geldin, buyur içeri.
Oturur, sohbet ederler.Sonra büyük veli ;
- Ey Harun, bu dünyanın malına , mevkiine sakın aldanma . Zira bunlarla övünmeye değmez, buyurur.Ve bunu, bir misalle anlatmak ister ona.
- Ey halife,farzet ki, bir çölde yalnız kaldın. Çok susadın, ama içmek için bir damla bile suyun yok.Sonunda susuzluktan ölecek hale geldin . O sırada yanına biri gelse ve elinde bir testi serin su olsa, o su için, senden servetinin yarısını istese, verir misin?
Halife düşünmeden cevap verir:
- Elbette veririm. Ben ölürken serveti ne yapayım.
Şakik devam eder:
- Pekala, diyelim ki suyu içtin ve ölümden de kurtuldun. Ama bu sefer o suyu dışarı atamıyorsun. Sancıdan kıvranıyorsun. Hatta nerdeyse öleceksin.Bu defa da bir başkası gelse ve seni bu sıkıntıdan kurtaracağını söyleyip, karşılığında servetinin diğer yarısını istese, verir misin?
Halife ;
- Tabii ki veririm, der. Ben ölürken servetin lafı mı olur.
Şakik bakar halifeye :
- Ey Harun ,işte senin bütün servetinin değeri bu kadardır, buyurur. Yani bir içimlik su. Bununla övünmeye değer mi?
Halife ;
- Değmez efendim, der.
Çok duygulanmıştır.Elini öpüp, ayrılır huzurundan.
Hürmetlerimle .Allah’a emanet olun.
Nurettin