Sevgili Hocam, sevgili Dostlar,

burada Almanya da yasayan bir Türk olarak, bizlerde uzun yillar digerleri gibi, ah Türkiye´de yasasak, ah Vatanim dedik.

Bulundugumuz ortami, yeri degil de hep baska bir ortamin hayalini kurduk. Sanki hayalimiz gerceklesse, hic bir problem kalmayacak.

Yanlis bir hayat görüsü elbette. Insan su an nerede ise, ne yapiyorsa ondaki güzellikleri görmeli, onlarin farkina varip, hayatini ve cevresindekilerin hayatini cennete cevirmeli.

Hayal kurmak elbette hos, ama bunun su anki durumunu kötü bir sekilde etkilemesine izin vermek, cehenneme adim atmak gibi.

Pazar günü ögleye dogru esimle birlikte giydik spor ayakkabilarimizi, yürüyüse ciktik. Allahim bu nasil güzel memleket, estetik olmayan hic bir sey yok. Evler, bahceler, cicekler, anlatmakla bitmez...

Evlerin arasindan, yürüme yerlerinden tarlalara dogru ilerledik. Yürümek icin alternatif cok oldugu bu kez biraz degisik bir güzergah izledik.
Tarlalarin arasindaki kücük yollardan ormana dogru yürüdük. Orada bir mekan ile karsilastik. Büyük tek katli bir bina, evangelist bir kurumun mekani. Aileler cocuklari ile bisikletleri ile gelmisler, cocuklar oyunlar oynuyorlar, egleniyorlar. Evin önünde kocaman bir cimenlik, köpegi olanlar köpeklerini orada egitip, kosturuyorlar.

Biraz baktiktan sonra ormana dogru yürüyüse devam ettik. Ikide bir, orman icinde, tahtadan yapilmis cok güzel cocuk parklarina rastladik.
Bir anne gördük, kendisi kosuya cikmisti, kücük kizi da arkasinda sarkilar söyleyerek bisikleti ile onu takip ediyordu.

Epeyce yürüdükten sonra geri döndük, yollardaki sahane evleri inceledik azicik. Allahim ne kadar gül ekiyorlar bahcelerine, sürekli gül kokusu getiriyordu hafif esen rüzgar. Cocuk parklarinin kenarlarina bile gül ekmisler, renkleri ise birbirinden güzel.

Cok konustum sanirim, affiniza siginiyorum. Böyle güzel bir pazar gününden sonra insallah bu aksam yine yürüyüse cikacagiz. (Tabii cok yagmur yagmazsa)

Sevgi ve saygilarimla, hürmetlerimle efendim.

Suna Aciöz

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :