Sayın Goncagül Hanım,
10.6.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, doktorların içinde de fevkalade kıymetli olanlar var. Ciddi, efendi, ağırbaşlı, paraya kıymet vermeyen pırıl pırıl doktorlar da var. Ama içlerinde öyleleri var ki materyalist, duygusuz, anlayışsız, paradan başka birşey düşünmeyen tipler. Hepsini bir gurupta toplayamayız. Ayrım yapmak lazım. Benim hocam, doktor operatör Münir Derman Hazretleri de bir doktordu. Ömrü boyunca kimseden hiçbir şekilde muayene ücreti almadı. “Hastahaneden aldığım maaş bana yetiyor” derdi. Çok mütevazı bir hayat sürerdi. Bazan gece yarısı yatağında yatamaz kalkar giyinirdi. Hanımı sorardı: “Ne oldu” derdi. “Filan hasta” derdi “idrar yapacak, zile basıyor, basıyor kimse gelmiyor. Hastabakıcı uyumuş. Adamcağız öyle zor durumda ki gidip yardım edeceğim”. Bazan “Falanca hastanın serumu bitti. Kimse farkında değil. Gidip yardım edeceğim”. Rahmetli gece yarısı yatağından kalkar hastaneye gider, hastalarına yardım eder, sevgi ve şefkat götürürdü. Kıymetli yavrum, doktorların içinde böyleleri de var. Onun içi hepsini aynı yere koyamayız. Aman dikkatli olalım. Sonra ilahi mahkeme kurulduğu zaman onların hakkını nasıl öderiz?
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Kimsenin hakkını yemeyelim, ilahi mahkeme kurulacak”. Yazan Goncagül
Cvp: “Kimsenin hakkını yemeyelim, ilahi mahkeme kurulacak”. Yazan Sabri Tandoğan