İkiz kardeşler anne rahmine düştüklerinde herşeyden habersizlermiş.Haftalar birbirini izledikce onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları ve organları oluşmaya başlamış.Bu arada, etraflarında olup biteni farketmeye baslamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkca mutlulukları artmış.Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
"Burada yaşamamız ne harika değil mi?"
Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuslar. İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde,hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyüdüklerini anlamışlar.Aylar birbiri ardınca geçmiş,ikizler hızla büyümüş. Bir gün gelip bu güzelim dünyayı terkedeceklerini anlamaya baslamışlar.Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi sormus:
"Neler oluyor? Bütün bunların anlamı ne? "
Diğeri cevap vermis:
"Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor."
"Ama ben gitmek istemiyorum.Hep burada kalmak istiyorum."
"Elimizden gelen birşey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır."
"Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl olur? Hayır bu herşeyin sonu olacak.Hem belki de anne diye birşey yok!"
"Olmak zorunda " diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz,nasıl hayatta kalabiliriz ki?"
"Sen hiç anneni gördün mü? diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var.Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı icin onu belki de biz uydurduk."
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terkettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar.Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.
Sevgi ve saygılarımla
Özge Karaca