Sevgili Üstâdım ve Sevgili Dostlar,

Bu hafta sonu, 24 yaşındaki bir kardeşimizin ağzından müstesnâ bir insanı tanıdım.. Gecikmiş bir tanıma! Düzeltiyorum; "geciktirilmiş" bir tanıma! Yâni, "kasıt" var!!! Evet, 41 yaşımdayım ve bu vatanın evlâdıyım ve maalesef bu merhum zâtın yakın tarihimizdeki varlığından yeni haberdar oldum.. Mekanizmaları "kusursuz" işliyormuş; dilediklerini allayıp pullayıp göklere çıkartıyorlarmış ve dilediklerini gökte olsa bile gizleyebiliyorlarmış...

O, 1936'da ilk Türk uçağını imâl ettiren dâhi müteşebbisimizmiş... İlk yerli paraşüt imâlâtı da onun elinden.. Demiryolları, Merinos Fabrikası, Selüloz Fabrikası, Demir-çelik Fabrikası, Çimento Fabrikası ve daha neler neler...

Hep engellenmiş, hep kösteklenmiş ve hep arkadan vurulmuş...

Meselâ hem de kocaman bir "meselâ", güzelim İstanbul Boğazı'na bir köprünün şart olduğunu öngörerek proje çalışmalarını başlatmış ve tamamlamış ve 1931'de bir kez daha yalnız bırakılmış... Boğaz'a bir köprü için 70'li yılları beklememiz bu yüzden gerekmiş..

1947 yılında bir konuşmasında yaşadıklarını gâyet güzel tahlil etmiş.. “Hesaplı hareket ettiğini zanneden ve onunla iftihar eyliyen dar kafalar; kurtulmağa, yükselmeğe elverişli hiç bir eser vücüda getirmezler. Kurtuluş ve yükselişi, ancak varlığına dayanan ve mülkü milletin gizli kapalı hazinelerini verimli hale getirmesini bilen, şahsi menfaatini millet menfaati uğruna feda eden, RUHU İDEALİST, DİMAĞI REALİST şahsiyetlerde aramalıdır.”

Uçak üretiminde mâruz kaldığı oyunlardan sonra bir Gök Okulu (Havacılık Okulu) kurmuş ve okul talebeleri için şu ahlâkî ilkeleri telkin etmiş... "İşretden, kumardan, iffetsizlikten, eğrilikten, tembellikten, zâlimlikten sakınınız.."

Bendeniz onu yeni tanıdım.. O NURİ DEMİRAĞ'mış!! 

Cenâbı Allah ondan râzı olsun ve rûhu şâd olsun.. Mızrakları çuvallarına sığdırmaya alışmış sahtekâr hokkabazların oyunları bir bir bozulsun ve Nuri Demirağ gibiler Rabbimizin lutfuyla korunsun ve çoğalsın..

http://www.nuridemirag.com/

Gönülden selam ve saygılarımla,

Kardan Adam

Not: Son yazışmamıza istinaden, "kâinatın gören göz ve işiten kulaklarından olmak" hususunda varılacak ne yüce hedeflerin bulunduğunu düşünerek; bu hudutsuz yolculuğun kolaylaştırılması için duacıyız.. Regaib Kandiliniz mübârek olsun...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :