Sayın Ayten Hanım,
7.7.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, başkalarını bilmem. Ama benim rüyayla geçirilecek vaktim yok. Bizim yürüyeceğimiz yol açık, belli. Kur’an’ın ve Hadislerin yolu. Rüya bana ne verecek? Kimse kusura bakmasın. Ben bu rüyayla fazla uğraşan insanların işine akıl erdiremiyorum. Be kardeşim, önünde Kur’an var, Hadis var, Sünnet-i Seniyye var, daha ne istiyorsun? Sonra rüya çok tehlikeli bir yol biliyor musun? Bir sürü aklı ersin, ermesin adı profesöre de çıkmış salaklar, gerizekalılar ahkam kesiyorlar. Benim bunlarla ne işim var?
Bazı sözler var ki onlar açıklandıkları zaman aklın, kelimelerin minicik sınırına indirildikleri zaman bütün ulviliklerini, şiiriyetini kaybederler. Lütfen o soruyu gecenin ilerlemiş bir saatinde herkes ve herşey sükut halindeyken kendi kalbine danış. Göreceksin oradan ne muhteşem bir cevap gelecek.
Selam, sevgi vesaygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz” Yazan Ayten
Cvp: “Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz” Yazan Sabri Tandoğan