Sayın “Bir Talebe”,

28.6.2008 tarihli mailinizi aldım.

Efendim, bu güzel Pazar sabahında bizlere öyle nefis bir kahvaltı hazırladınız ki doğrusu imrenmemek elde değil. Bir taraftan nefis poğaçalar, bir yandan kayısı kıvamında hazırlanmış yumurtalar, bir yanda İstanbul’un itimat peyniri, bir yanda nefis vişne reçeli, bir yanda kızarmış ekmek, bir yanda Erenköy’ün nar gibi kızarmış bol susamlı simidi. Şimdi Sabri Bey ne yapsın? Elinden ne gelir? Hayatın her anı mucizelerle dolu. Görmesini bilen, işitmesini bilenler için her hadise bir ziyafettir. Bize hem maddi, hem manevi gıda olur. Yunus Emre

“Cümle yerde Hak nazır

Göz gerektir göresi”

diyor. Kur’an-ı Kerim’de

“Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır”

Buyruluyor. Rahmetli Hasan Burkay Hazretleri’ne sordular, “Efendim” dediler, “veli kimdir?” Hazret cevap verdi: “Gördüğü her zerreden en az ellibeş mana çıkaran insandır.” Öyle dikkatli, öyle hassas yaşayalım ki bütün kainat okumakla bitmeyecek bir kitap gibi olsun. Ve hayatın manası sorulduğu zaman biz de Yunus Emre gibi cevap verelim

“Cümle yerde Hak nazır

Göz gerektir göresi.”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :