Merhaba Efendim

Dostluk ve paylaşma üzerine verdiğiniz cevaplar, benim de yakın bir zamanda yaşadığım güzel bir günü sizinle paylaşmama vesile oldu.

Birkaç gün önce sıcak bir günde içine girince serinlediğiniz,sanki başka bir iklime geçtiğiniz, ağaç dallarının karşıdan karşıya adeta bir üst geçit gibi uzanıp diğer ağaçlarla sarmaş dolaş olduğu güzel bir mekanda tanıştığımdan beri kendisine sevgili Muhacirim dediğim değerli arkadaşımla birlikteydik.

Konuşmalarımız her zaman olduğu gibi hep aynı minvalde Ensar-Muhacir kardeşliği üzere başladı ve Kuran, Hadis, kitaplar üzerine devam etti.

İçinde bulunduğumuz mübarek Üç Ayların feyzi, nuru, rahmeti arkadaşımın üzerine sinmişti...

Değerli dostum ibadetlerine azami titizlik gösterir, namazlarını hep vaktinde eda eder, Receb-i Şerife girdiğimizden beri de pazarertesi ve perşembeleri oruç tutar. Zaten kendisi çok güzel bir isim taşımaktadır. Allah onu ismiyle müsamma eylesin. Kendisi de bu konuda büyük bir gayret sarfetmekte, hayırda önde yarışanlardandır...

Biz bazen arkadaşlığımızı haddimiz olmayarak Mevlana ve Şems gibi de görürüz.Bu yüzden ondan ayrılırken aklımdan Hz.Mevlana nın şu sözleri geçti:

Bizim gönlümüzde bir lale bahçesi, bir gül bahçesi vardır.

İhtiyarlık, solgunluk, perişanlık oraya girecek yol bulamaz.

Biz daima terütazeyiz, genciz, güzeliz, şiriniz, daima güleriz, nazlıyız, naziğiz.

Efendim, Allah sizi de, arkadaşımı da, bütün gönül dostlarını da Sevsin, Sevdirsin, Sevindirsin. Amin.

Muhterem büyüğüm hürmetle ellerinizden öperim. Sağolun, varolun.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :