Sayın Ayla Belen,

26.7.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bir Fenerbahçe sabahında mailin tıpkı martıların kanatları gibi süzülüp masamıza geldi. Bu bir mail değil, bir şiir. Hepimiz o şiirin güzelliğiyle kendimizden geçtik. Temiz ruhundan süzülen harikulade güzel cümleler. Bulunduğumuz mekana renk getirdi, ışık getirdi. Allah razı olsun. Bazan düşünüyorumda Allah’ım diyorum Sana nasıl şükredelim? Herkesin birbirini yediği, birbirine yan baktığı bir çevrede bir gurup insan biraaya gelmiş bütün çıkarların, menfaatlerin, küçük hesapların dışında Allah rızası için el ele vermiş br sevgiyi paylaşıyorlar. Allah’ım hayatta bundan daha güzel ne olabilir? Bize bu güzelliğ tattırdığın için Sana ne kadar şükretsek azdır.

Mailinizin bir yerinde kitaptaki bazı bölümleri hayata geçirmeye çalıştığınızı söylüyorsunuz. Bu ne kadar güzel bir olay. Sade bilmek, sade okumak yetmiyor. O zaman ikiyüz otuzaltı çeşit yemek bildiğini söyleyen ama makarna nasıl yapılır bilemeyen büyükelçinin hanımından ne farkımız kalır? Bu husus da beni çok memnun etti. Aman dikkatli olalım. Zamanımızı iyi değerlendirelim. Günler birbiri ardısıra geçip gidiyor. Kıymetini bilelim. Dakikalarımızı bile değerlendirelim.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :