Muhterem hocam,
Cevabınızı okuyunca kendimi Çarşamba sohbetlerinde hissettim. Bana o günleri yaşatan Yüce Allah'a sonsuz şükürler olsun. Ne güzel günlerdi. Orada bizlerin sıkıntılarını sevinçlerini belki bizden daha çok derinden anladığınızı hissederdim. Şimdi de buradan yapıyorsunuz üstelik daha da geniş bir alana.
Bugün Ankara gezimizin durak yeri Antares alış veriş merkeziydi. Sizin sevgili Uludağ kebabınız orada yer açmış. Çok güzel bir yer .Önünde havuz var. Sahilde yemek yiyor gibisiniz. Kıdemli elemanlardan buraya transfer olmuşlar ve benimle size selam yolladılar. Sizi oraya bekliyorlar. Çarşı çok zevkli. Zenginliğin ve dünya süslerinin ,nimetlerinin zirvelerini görmek mümkün. Daha çok şeyler yazabilirim ama benim kişisel düşüncelerim olur .Arkada konutlar devasa yükseliyor. Sordum ve bir masal gibi anlatılanları dinledim.Satın alanlar güle güle otursunlar inşallah.
Bir müddettir epeydir ihmal ettiğimiz Ankaramızı geziyoruz elhamdülillah. Fakat şehir mi bana ben mi ona yabancılaşıyoruz anlamıyorum. Bu kadar dükkan bu kadar insan dükkanlar genellikle birkaç müşteri dışında kartpostal resimleri duruyorlar. Boşlar. Burada harcanan enerji. Bu ihtişam bu tüketim. O kadar çok yer var ki şaştım da kaldım. İstanbul yolu üzeri hep alışveriş merkezi. Bizim evin yanına da çok büyük bir alışveriş merkezi yapıyorlar. Halbuki zaten var iki büyük merkez.
Gelişmenin ölçüsü bunlar olabilir mi kıymetli hocam ? Sizin hep vurguladığınız insanı kamil olmak bu ihtişamın nerelerinde. Yemek yerken arka masada oturan anne-çocuk örneğin.Çocuk saksıdaki çiçekleri yolup havuza atıyor anne bakıyor bir bekledim iki bekledim anneden çıt yok. Dayanamdım döndüm baktım. O zaman anne - oğlum yapma bak kızıyorlar demez mi? Böyle eğitim olur mu ? Şimdi bu görkemli yerde ağız tadıyla oturulabilinir mi? Yan masadan geleceğin asisi yetiştiriliyor. Önümdeki havuza bakıyorum. Oh ne güzel çok şükür serin serin derken bir de baktım ki havuza para atmışlar. Dilek havuzu yapmışlar sanki. Bu kadar maneviyatı ters anlamış insanlarla bu ihtişamın bir anlamı olabilir mi? İnsanı çekersen içinden geriye ne kalır?
Birşey hoşuma gitti. Bir tatlıcı afişi. " Yemeğinizi yediyseniz afiyet olsun. Tatlıya da bize buyurun" Bu hitap etkiledi beni. Bir komşu bir ahbap daveti gibi sıcak geldi bana. Baktık bayağı daveti kabul eden olmuş. Biz yolumuza devam ettik ve birbirimize " ölçülü olmak lazım" diyerek.
Hürmet ve hayır dualarımla.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Örnek insanlar Yazan "Bir Talebe"
Cvp: Örnek insanlar Yazan Sabri Tandoğan