Konu : “Sev kardeşim, elini ver bana”
Gönderen :
İlknur
Tarih :
8/1/2008 9:04:09 AM
Merhaba Sabri amca; Biraz evvel annem aradı, nasıl isterdim ben de gelmeyi oraya anlatamam ama mümkün değil. Bizim iş biraz enteresan. Bizim muhasebe-finans departmanında 4 kişiyiz ve herkesin yaptığı iş farklı; herkes birbirinden bağımsız ayrı bir iş yapıyor ve tüm işleri topladığımızda bir bütün oluşuyor ancak. Fakat kimse kimsenin işini yapmıyor; izin alımı gibi bir durum olunca da genellikle işler birikiyor ve kaç gün izin alındıysa okadar gün geceleri mesaiye kalmak icap ediyor. Ben geçen sene bu nedenle hep izinlerimi bir gün, bir gün alarak her hafta, toplamda 14 günümü bitirmiştim yani toplu izin hiç alamamıştım ama bu sene öyle bunaldım ki alıcam izin bir hafta dedim ve müdürle de konuştum işlerin yapılması için ve Allah razı olsun bir arkadaş bayağı bir işimi yapmıştı; izinden döndüğümde beklediğim kadar bir yoğunlukla karşılaşmadım çok şükür ki yoksa burnumdan gelirdi herhalde geldiğimde. Normalde zaten günlük işler oldukça yoğun; sürekli gün içerisinde birşeyler yetiştirmeye çalışıyoruz; ay sonları ise normalin üzerinde bir yoğunluk oluyor; ay kapatılması gerekiyor, karlar hesaplanıyor, şirketin mali durumuyla ilgili tablolar yapılıyor; ay sonunda bir sefer bir sorun oldu onedenle müdürümüz ay sonları artık kimseye izin vermeyeceğim dedi işler dolayısıyla. Ay sonları da ben de onedenle hiç izin almak istemiyorum. Yoksa orada sizinle birlikte köfte yemeyi çok isterdim ben de. Bizim şirkette operasyondaki arkadaşlar, öyle bir yoğun oluyorlar ki, neredeyse her akşam çoğu mesaiye kalıyor. Bazen işyerinde okadar bunalıyorum ki kendi kendime “Allah’ım” diyorum “böyle yoğun iş mi olur, bu nasıl iş böyle” diyorum ve o an çekip gitmek geliyor içimden ama yapmıyorum tabii etrafta böylesine bir işsizlik varken. Ama bazen ciddi olarak düşünüyorum, çok daha az para kazanayım ama kafam biraz daha rahat olsun diye. Ama ben iki sene neredeyse işsiz kaldıktan sonra Allah bu işi nasip etti bana; ilk başlarda bayağı bir zorlandım, insanlar gencecik ve herkes herşeyi bildiğini düşünen bir tarzdaydı, müdürler çok garip geldi. İlk müdürler çok zor insanlardı; çok defa ilk iki sene işten çıkmak istedim bu insanlarla yapamayacağım diyerek kendi kendime ama hem müdür bırakmadı hem de kendi kendime “sabır İlknur”,”sabır”dedim; ve sonunda o müdürlerin yaptığı birtakım usulsüzlükler ortaya çıktı ve geçen sene iki müdür de olaylı birşekilde işten çıkarıldılar ve o iki kişi yerine yeni iki müdür alındı. Maaş ayarlamaları yapıldı, maaşımı bayağı artırdılar; çok şükür. Burada çalışalı 3 seneyi geçti benim; iş açısından değil çünkü işler hala çok yoğun; ama ara sıra sorunlar olsa da insanlar açısından, müdürler açısından şirketin en rahata erdiği dönemdeyiz ve benim dışarıda bunca işsiz varken işle ilgili şikayet etmeye hiç hakkım yok ancak eğer imkanım olsa burada harcadığım enerjiyi kendi işime harcamayı; burada canla başla, kendimi vererek çalışarak gösterdiğim çabayı kendi işimde göstermeyi, burada aldığımdan daha az para da kazansam kendi işimde çalışmayı çok isterdim Sabri amca. Küçük bir dükkanım olsun, daha az para kazanayım ama kafam iş konusunda biraz daha rahat olsun. İnşallah bir gün bu gerçekleşir. Ama çok şükür şuanda da burada çok güzel bir müdürle birlikte çalışıyorum ve burada seviliyorum. Buna da şükretmem gerek. İnşallah iş çıkışı Fenerbahçe’ye ziyaretinize geleceğim. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Sev kardeşim, elini ver bana” Yazan İlknur
Cvp: “Sev kardeşim, elini ver bana” Yazan Sabri Tandoğan
|