Sevgili Üstâdım Sabri Bey ve Sevgideğer Dostlar,

Efendim, O'nun hakkında gazete şöyle diyor:

".... ne tanınmış bir siyasetçiydi, ne ünlü bir sanatçıydı, ne şairdi, ne yazardı, ne de müzisyendi... Bandırma’yı mekân tutmuş Üsküplü bir muhallebiciydi."

http://www.zamanus.com/us/detaylar.do?load=detay&link=30194&bolum=152

Böyle olunca, yaşarken varlığından "haberdar" edilmedik ve vefâtından gecikmeli olarak "haberdar" olduk.. Oysa, bizim basınımız istediğinde bir eşeğin nalları dikmesinden çarşaf çarşaf haber üretebilen "mahir" (!) bir basındır! Sırtına semer vurdurmayan; bilakis memleketin ve milletin sırtına semer vuran eşeklerin "popüler" olduğu bir dünyada, vefatından sonra olsa bile, vefat haberi sebebiyle olsa da bu gökkubbe altında bir Ali Öztaylan'ın varlığından haberdar olduk ya bu bize ne büyük mutluluk!

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=19141

Ne kadar örtbas etseler de, ne kadar gizleseler de, bizim için dünyada ve âhirette "popüler" olanı "bâtıl" ile değiştirmeye azmetmiş olsalar da  Ali Öztaylan'ların varlığına mâni olamıyorlar...

İnsanlık, herşeye rağmen Ali Bey'leri, Sabri Bey'leri ve daha niceleri-yüceleri bağrına basıyor ve başına tâc ediyor... Çünkü, insanlık -bir şekilde- güzel ahlâka ait nûmunelerle aşılanmanın ne kadar gerekli olduğunu hissediyor.. Bunu ona BİR HİSSETTİREN var!

Hissetirene hamdolsun ve hissedenlerin yolları açık, insanlıkları ve kullukları yüce olsun... Âmin!

Gönülden Selam ve Saygılarımla,

Kardan Adam

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :