Kıymetli büyüğüm,
Selam ve hürmetlerimi arz ederek bir sorunum hakkında, müsaadenizle, size danışmak istiyorum.
Bir üniversitemizde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum; aynı zamanda "Dekan Yardımcılığı" gibi bir idari görevin emanetçisiyim. Bu görevin, Dekandan sonra fakültenin ikinci adamı olmak ve tüm akademik ve idari personelin amiri konumunda bulunmak gibi mesuliyetler getirdiğini belirtmek isterim. Talip olmadığım bu görevi layıkıyla yerine getirmek için kapasitem dahilinde, bu güne kadar özveriyle çalıştım ve deneyimsizlikten kaynaklanan ufak tefek hatalar dışında önemli bir kusurum olmadı; işler güzelce yürüdü.
Kırk yaşlarında, evli, çocuklu bir hanım var; Dekanlık yazı işlerinde çalışan personelden biri. Sorunum onunla. Değişmeyen asabi hali, ilk belirtmem gereken özelliği. Önceki dönemlere ait kavgalarını işittim; şimdi de yeni atanan personel şefi için gürültü kopardı; yeni şefi "tanımıyormuş!". Herhangi bir imza,evrak vb. için odama geldiğinde birden geriliyorum. Asıl belirtmek istediğim, zahiri statüme rağmen, sözüm ona üstü kapalı biçimde, saygısızca diyaloglara giriyor. Hiç cevap vermedim, hiç sinirlenmedim; fakat artık durumun oluruna bırakılır tarafı kalmadığı fikrindeyim. Emanetçisi olduğum makamı da küçültüyor.
Bu noktada şunu öğrenmek istiyorum: Zahiri statümden kaynaklanan gücü, bu hanımın şu veya bu biçimde cezalandırılması için kullanmalı mıyım? Böylesi bir teşebbüsüm, nefsani bir davranış olur mu? Bu hanımın davranışlarından rahatsız olan nefsaniyetim midir, yoksa insanlık onurum mudur, karar veremiyorum. Bir de, bu gibi ast-üst ilişkilerinde İslami bir edep ve incelik içinde, genel olarak, nasıl bir tavır takınmak gerektiğini öğrenmek istiyorum.
Selam ve hürmetlerimi yineler, ellerinizden öperim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Allah kolaylık versin Yazan Cevat
Cvp: Allah kolaylık versin Yazan Sabri Tandoğan