Sayın Zehra Hanım,

14.8.2008 tarihli mailinizi aldım.

1-) sabahleyin uyanır uyanmaz derhal bir meçguliye başlamalıyız. Ama derhal. Hele biraz sonra hele bir yarım saat geçsin, dedikçe atalet duygusu yakamızı bırakmaz. Tembellik tıpkı bir kene gibi derhal uzaklaştırılması gereken bir durumdur. Akşam yatıp gözlerimizi kapayıncaya kadar bu durumdan kurtulmaya çalışmalıyız. Sonra ne olur, sonra çalışkanlık ateş gibi olmak bizden bir parça olur. Atatürk der ki “Bir işin yapılması için en müsait zaman içinde bulunulan andır”.

2-) Kültürün temeli kitaptır. Kitapsız kültür olmaz. Olur diyenlere de inanmayın. Kitap okumayı hayatımızın değişmeyen, bizden ayrılmayan bir parçası yapmak lazımdır. Onbeş günlük bir taile çıkarken bile valizimize muhakkak havlumuzun, çamaşırımızın yanısıra kitap da koymalıyız. Kitap okunmadan geçen hergün telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Dış ülkelere gidersen önce şunu görürüsün: İnsanlar okuyor, deli gibi, çılgın gibi okuyor. Trende, vapurda, uçakta, otomobilde, otobüste heryerde okuyorlar. Dünyada en az kitap okunan ülke ne yazık ki Türkiye.

Kitabın yanısıra müzik ve resim de kültürümüzün artmasına vesile olur. Müzik dediysem o iğrenç, tüyler ürpertici rock müziği, pop müzik, caz müziği, arabesk müzik değil. Arabesk müzik dinlemek insanları uyuz eder, salaklaştırır, geri zekalı yapar. Benim kastettiğim klasik Batı müziği, klasik Türk müziğidir. Bach, Beethooven, Mozart, Çaykovski, Mendelsson, Schumann, Itri, Dede Efendi, 3. Selim dinlemek insanları ruhen zenginleştirir, arıtır, temizler, yüceltir. Klasik resmin büyük ustalarını da tekrar tekrar incelemeni tavsiye ederim. Degase, Goya, Michelange, Leonardo De Vinci, Rambrandt, Monet, Renoir, Millet insan ruhunun en güzel terbiye edicileridir. Onları çok incele. O güzellikler içinde yer etsin.

Nerede, kiminle olursan ol daima yanında bir defter, kalem bulundur. Çevreden güzel bir söz işittiğin zaman hemen defterine yaz.hatırlarım deme. Hafıza insanı yanıltabilir, şaşırtabilir. Yolda yürürken, çarşıda, pazarda daima bir güzellik avcısı ol. Güzel birşeyi kaçırma. Bu bir insan, bir hayvan, bir bitki, bir ağaç, bir çiçek, vitrindeki güzel bir giysi, hatta bir mağazanın çok güzel yazılmış tabelası olabilir. Güzel herşeyi içine sindirmeye çalış. Güzellik, kainatın altın anahtarıdır.

3-) Diyanet İşleri’nin yayınladığı İlmihali güvenle alıp okuyabilirsin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :