Sayın Hocam,

Bir gün Musa Aleyhisselam, giyeceği olmadığı için kumun içine giren  bir fakir görür, Fakir:

- Ya Musa, bana dua et, Cenab-ı Hak bana yetişecek kadar dünyalık versin, yoksulluk beni tüketti.

Musa Aleyhisselam dua eder, Hak Teala fakire dünyalık verir.

Birkaç gün sonra Musa Aleyhisselam bir kalabalık görür, ne oluyor diye yaklaştığında, o fakiri kalabalığın ortasında olduğunu görür ve sorar:

- Ne oluyor burada?

- Bu adam şarap içmis, kavga etmiş, kavga ettiği adamı da öldürmüş, simdi ona kısas uygulanacak.

Musa Alayhisselam bunun üzerine, Allah’ın adaletine karşı cüretinden dolayı tövbe eder ve şu ayeti okur:

"Eger Cenab-ı Hakk kullarına rızkı lüzumundan fazla verseydi, yeryüzünde ne azgınlıklar yaparlardı"

Allah  herkese layık olduğu şeyi vermiştir.

Bazı acizler olur ki kuvvet kazanır kazanmaz  kalkar diğer acizlerin elini büker...

Kuranı Kerim’de şöyle buyuruluyor:

Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216 )

Allah hayır üzerine değiştirebileceğimiz şeyler için bize  inanç ve kuvvet, değiştiremeyeceklerimizi  kabul etmemiz için sabır ve tevekkül ve bu ikisi arasındaki farkı anlamamız için akıl ve basiret versin.

Selam,sevgi ve saygılarımla

Ömer Erkul

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :