Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Duygunun yeri ayrı, düşüncenin yeri ayrıdır
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 8/20/2008 9:51:35 AM


Sayın “Bir Talebe”,


19.8.2008 tarihli mailinizi aldım.


Kıymetli yavrum, mailin bir şiir gibi. Su gibi akıyor. Hepsi çok güzel. Ben de Papazın Bağı’nı çok özledim. İnşallah sezon bitmeden Allah gitmeyi nasibeder.


Çok önemli bir konuya değinmişsin. Evet, duygulu başka, duygusal olmak başka. Duygulu olmak ne güzel bir meziyet. Ben, duygulu olmayan insanlara pek değer vermem. Onlar benim nazarımda hödük, çamyarması, veryesin ört uyusun tiplerdir. Evet, iyi güzel. Duygulu olmak bir güzellik, bir meziyet, bir artı değer. Ama duygusal olmak öyle değil. Duygusal olmak akılla hareket edilecek yerde duyguyla hareket etmek demektir. Olmaz ki. Böyle de yapılmaz ki. Shakespeare, “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız” der. Düşün, gitmişim emekli maaşımı almışım. Oturup aklımla bütçe yapacak yerde duygusallığa kapılmışım, hepsini fakir fukaraya dağıtıp eve gelmişim. Peki, ben üç ay ne yeyip ne içeceğim. Elektrik parasını, su parasını, yakıt parasını, telefon parasını kim vereck? Vasıtaya bindiğim zaman kim ödeyecek. Daha neler, neler. Bu, minicik bir örnek. Ama aklıyla bütçe yapan bir insan yardım için de bir fon ayırabilir. Sağlıklı insan vücudyna baktığımız zaman bir beyin, bir de kalp görüyoruz. Beyin düşüncenin merkezi. Kalp, duygunun... bu iki organdan birisi hasta olur, düşünemezse biz o kimseye sağlıklı diyebilir miyiz? Onun için lütfen Allah’ın bize bahşettiği bu iki nimeti de yerli yerinde kullanalım. Akılla bir hanımın mutfağında tuz da bulunur, biber de. Tarçın da bulunur, zencefil de. Hepsi yerli yerinde kullanılırsa bir güzelliği olur. Sütlaç yaptık ama üstüne karabiber serptik. Oldu mu ya. Hayatda herşey ona göre. Bu hiç de zor değil. Sen, ince zekanla pekala bunu becerecek güçtesin. Lütfen duygusallığı her işe bulaştırmayalım. O zaman anlamı kalmaz. Biz kaybederiz. Ama biz bu dünyaya kaybetmek için değil, kazanmak için geldik. Hep, daha iyiye, daha güzele gidip artı puanlarımızı çoğaltmaya geldik. Olaylara ve insanlara hep duygusallıkla bakarsak maçı baştan kaybederiz. O zaman Galatasaray maçında takımına şerefsiz bir mağlubiyet aldıran Ziko gibi hayattan kovuluruz. Taraftara kan kustururuz. Tekrar rica ediyorum, duygusallığı bırakalım. Gülten Akın bir şiirinde


 


“Yalnızlığı Tanrıya bırakalım


Hüzün gecelere mahsustur”


 


diyor. Biz, hem toplum içinde yaşayacağız, hem insan kardeşlerimizle beraber olacağız, hem de dikkatli olmayı, tedbiri, ihtiyaı, uyanık olmayı unutmayacağız. Tarhana çorbasına kırmızı biber, şehriye çorbasına karabiber, sütlaca, muhallebiye tarçın koyacağız. O zaman ağzımız bayram yapacak. O zaman Şenay’ın dediği gibi hayat bir bayram olacak, o zaman “sev kardeşim” diyeceğiz, o zaman “elini ver bana” diyeceğiz. Ben, bu ayrımı en güzel şekilde yapacağına bütün kalbimle inanıyorum. Çünkü sen tertemiz, pırıl pırıl, eşi emsali nadir görülen müstesna insanlardan birisin. Lütfen, görev başına...


Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Duygunun yeri ayrı, düşüncenin yeri ayrıdır Yazan "Bir Talebe"
Cvp: Duygunun yeri ayrı, düşüncenin yeri ayrıdır Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]