Sayın Ömer Seçgin,
21.8.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, bizim en büyük hatamız sadece bilgi planında kalarak kitaplar okuyarak, sohbetler dinleyerek herşeyi öğreneceğimiz konusundaki yanılgımız. Öyle manevi gerçekler var ki insan manevi bir temizlik derecesine ulaşmadıkça bilgi neye yarar? Öyle bilgiler var ki bir eşeğin sırtındaki kitap yükünden farksız. Önce biz bu çizgiye gelebilmek için işe alfabeden başlasak daha iyi olmaz mı? Öğren, öğren, oku, oku, peki nereye kadar? Niçin? Hangi sebeple? Bu soruların halledilebilmesi için önce bizim edep, tevazu, incelik, zarafet kapılarından girip hayret makamına ulaşmamız gerekiyor. Önce namzını muntazam kılan, orucunu adam gibi tutan, zekatını veren, harama bakmayan, haram yemeyen bir insan olalım. Efendi olalım, medeni insan olalım. Sonra yavaş yavaş önümüzde mana kapılarının açıldığını görürürüz. “Hâl”e sahip olmadan ilme sahip olmuşuz neye yarar? Boş bir emek değil mi?
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
"Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır" Yazan Ömer Seçgin
Cvp: "Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır" Yazan Sabri Tandoğan