Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Müjdeci iki melek
Gönderen : İlknur
Tarih : 9/3/2008 9:55:12 AM


Merhaba Sabri amca; Biraz önce siteye bakayım dedim; işten bunalmıştım biraz; açtım siteyi Bir Talebe'nin yazdığı maili gördüm, okudum; okadar etkilendim ki namazda yanına gelen o iki ufak kız çocuğunu anlatışından, gözlerim doldu. Ne kadar güzel anlatmış, bir tanesinin adı da Vesile imiş, çok ilginç geldi bu isim. Daha önce hiç duymamıştım bu ismi. Sanırım çok sık çevremizde duyabileceğimiz bir isim değil bu. Hayatta tesadüf olmadığını söylersiniz siz hep, demek her an okadar uyanık olmalıyız ki karşımıza çıkan herşeyin bir sebebi olduğunu düşünmeliyiz. Bir Talebe'nin yazısını okurken ürperdim ben de ve ister istemez gözlerim doldu. Allah keşke benim de karşıma böyle küçük çocuklar çıkarsa dedim kendi kendime. Okadar seviyorum ki küçük çocuklarla sohbet etmeyi, onlarla konuşmayı; içime müthiş bir güzellik, huzur geliyor sanki onlarla konuştuğum zamanlarda; sanki içimdeki kötülüklerden arıtıyor, temizliyor beni o küçük varlıklar; ufak bir çocuğa bakarken, ya da bir bebeğe bakarken sanki Allah'a en yakın insanlardan birine bakıyormuşum, Allah'a en yakın insanlardan biriyle konuşuyormuşum gibi hissediyorum ve içim ürperiyor, okadar hayretler içerisinde kalıyorum ki o küçük varlıklara bakarken, çoğu zaman gözlerim doluyor onlarla konuşurken, mesela kuzenimin çocuğunda onunla konuşurken bunu çok yoğun hissediyorum. Bir sefer o kucağımda otururken, herkes birbiriyle sohbet ederken evde, ben onunla konuşuyordum, tam onunla konuşurken ezan okunmaya başlandı, akşam ezanı. O an sanki bütün dikkati o ezan sesine gitti o küçücük varlığın ve yüzünde büyük bir hayretle küçük yeşil gözlerini bana çevirdi ve "kim okuyor bu şarkıyı" dedi. Ben de bunun şarkı değil, ezan olduğunu söyledim. “Ezan okunuyor camide” dedim, namaza çağrı olduğunu söyledim. “Ezan okunduktan sonra insanlar namaz kılıyorlar, Allah’a dua ediyorlar” dedim, hani sen de bir kere babaannenle kılmışsın ya namaz, hatırladın mı” dedim, “hatırladım” dedi. Sonra durdu durdu, düşündü ve tekrar bana dönüp “sen de kılıyor musun” dedi; birden ürperdim gözlerine bakarken. Şaşırdım hiç beklemediğim bu soru karşısında. Sanki karşımda ki o küçüçük şeyin içindeki o büyük ve yüce varlıkla karşıkarşıyaydım ve utandım kendimden onun karşısında; içimden dedim “Allah’ım affet beni” “bu küçük çocukla bana soru soruyorsun ve ben ne yazık ki devamlı kılamıyorum namaz” dedim içimden, gözüm doldu o ufacık çocuğun gözlerinin içine bakarken; mahçup hissettim kendimi; içim kötü oldu devamlı namaz kılamadığım için; o an çok günahkar hissettim kendimi o tatlı, küçük şeyin karşısında; o da pür dikkat gözlerini gözlerime dikmiş benden cevap bekliyordu sanki. Kılmıyorum desem olmaz, okadar ezanla ve namazla ilgili anlattıklarımdan sonra çocuğa kendimle çelişirim ve çocuk bunu anlayamaz, kafası karışır; kılıyorum desem yalan söylemiş olacağım çünkü devamlı kılamıyorum, ara sıra kılıyorum; “kılmaya çalışıyorum” çıktı ağzımdan. “Elimden geldiği kadar kılmaya çalışıyorum” dedim. Yüzüme baktı, sonra sanki anlamış gibi mahçup olduğumu başka hiç soru sormadı bununla ilgili bana ve daha 3 yaşındaki o küçücük çocuk karşımda konuyu değiştirdi sanki birden ve bambaşka bir konuyla ilgili bir soru sordu bana. Tabii ben bu anı hiç unutmadım ve hep düşündürdü onunla olan bu konuşma beni. İşte böyle Sabri amca. Birden bire nerden geldi bu aklıma bilmiyorum, aslında hiç aklımda değildi böyle birşey yazmak ama yazarken bir de baktım bunları yazmışım. Sizi özledim Sabri amca. Umarım sağlığınız, şekeriniz iyidir. Sevgi ve saygıyla güzel ellerinizden öpüyorum.


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Müjdeci iki melek Yazan İlknur
Cvp: Müjdeci iki melek Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]